Yaşam, perdesi ölümle kapanan tiyatrodur.

İnsan doğar, doğal yapısına ilave görgü eğitim ve deneyimle kişiliği oluşur gelişir değişir…  

İnsan doğar ve ölene kadar yaşamında anne baba kardeş arkadaş ve farklı kelimelerle ifade edilebilecek sayısını tahmin edemeyeceği kadar muhatap olacağı insanlara ilave okul iş sosyal yaşamında ve özelinde paydaşları olur. 

Kişinin kendisi ve muhatap olduğu insanların her biri çok farklı nedenlerle biri birinden farklıdır.

Her bireyin iç dünyasında mantığı (tercihleri, beklentileri, öncelikleri) ve hazları vardır. ANCAK her kişi bulunduğu şartlara ve muhataplıklarına göre tavrı ve duruşu oluşur veya bilinçle belirler.

Görüntüsü, tavrı ve iletişimiyle görünen bir kişiliktir ama gerçeği iç dünyasında kalmak zorundadır.  

ÇÜNKÜ her birey kendisi olsa her biri sadece kendisi ve yalnız olur. Başkalarıyla muhatap veya paydaş olabilmek için duruma ve şartlara göre hareket etmek zorundadır. Bu durum yaşamı tiyatroya dönüştürmekte, bireyi de politik aktör olmaya zorlamaktadır.

Zihinsel ve davranışsal manevra (EQ) yeteneği olanlar sosyalde, siyasette veya tiyatralda başarılı olur.    

EQ yeteneğinde öteye farklı yetenekleri olanlar da o doğrultuda hak ettikleri kadar sonuç alırlar.

Kime ne diyeceğini bilip nasıl davranacağını bilmek yaşamın en önemli becerisi gibi…

www.kadrikanpak.com