Validebağ Korusu yok ediliyor! ATA'nın mirası yok ediliyor.

İstanbul'un son büyük yeşil alanı yok ediliyor.

Guya SIT alanıydı.
MEB bir protokolle Üsküdar Belediyesine devretti.

Aylar önce elime Üsküdar Belediyesinin resmi dergisi geçti. O günlerde MEB ile protokol imzalayıp koruyu kapıp kapmadıklarını bilmiyorum. Validebağı Korusuna yapılacak düzenlemeden bahsediyordu.
Yüreğime ateş düştü. Düzenleme bahane, rantı yemek şahane olacaktı.

Sonra bekçiler yerleşti geçici barakalarla. Korkuyla bekler oldum... Aylar ayları kovaladı.

9 Ocak sabahı dozerleri gördüm. İlk Ergenokon kazıları da manşetlerde...
Burada da mı diye merakla bakındım. Vaktim dar, işim var...Harfiyatın boyutunu anlayamak için gidip bakamıyorum da....

Koru ile ilgili özeti bir önceki yazımda yaptım. ( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=156030)

Koruda yapılan tahribatın boyutlarını gönüllüleri resimlemiş. Lütfen tıklayın bakın.

TAHRİBATIN RESİMLERİ : http://www.validebag.org/resim.php?a=1

Kadıköy Gazetesinde: http://www.gazetekadikoy.com/home.asp?id=10&yazi_id=200

haber olmuş.

Dün basın bildirisi yapılırken dozerler geri çekilmiş.
Ama sonra saat 14:00 sularında gelip yıkıma devam etmişler.
Gece yarısına kadar kazık çakılır gibi sesler duyuldu, kamyonlar gitti geldi.

Uyan Türkiyem!
Doğayla, yeşille, denizle, ağaçla, kuşla, böcekle barışık olmayan, şehircilik bilmeyen yöneticiler havanı, toprağını, serçelerini bile alıyor elinden ve şahıslara devrediyor.
Ya işletmeci, ya kiracı, ya şu, ya bu şekilde....
Ve buna" iş yapmak" diyorlar...
Evet bir işler yapılıyor ama senin yararına değil!

Sen, Türkiyemin binde yedisi kadar bir toprağa tıkılmış Türkiye nüfusunun yüzde 20'si.
Uyan Istanbullum !
Uyan!

Yaşamak bir beton daire sahibi olmak değil!

Mimar belediye başkanı olmak, şehircilik bilmek değil!

Şehircilik binaları yanyana dizmek değil!

Şehircilik, yemyeşil cennet bahçeli devasa alanları şehrin koynunda koruyabilmek en önce!

Şehircilik, insanca yaşama mekanları oluşturmak demek!
Ama sadece insanları düşünecek boşkafalılıkla değil!

İnsanca yaşamak istemiyor musun?

İnsanca, diğer canlılarla birlikte...Kuşlara, böceklere, çiçeklere, ağaçlara, otlara, mantarlara yaşama hakkı vermeden yaşayamazsın.

Uyan!

Bu evren, dünya sadece insan için diyorsanız eğer, yine soruyorum:
Sadece insan için kullanarak da olsa;
Yeşili olmayan , toprağı kalmayan, kuş cıvıltısız betonlar arasında yaşam mı istediğiniz;
Çocuklarınıza koşacak bir alan bile bırakmadan;
Ayağınızı sokacağınız şırıl şırıl deresiz;
Bebeğine koklatacağın çiçeksiz;
Uzanıp dalından bir meyve koparacağın ağaçsız;
Soluklanmak için evden çıkıp yürüyerek sığınacağınız bir bahçe, bir koru olmadan...

Yaşamaktan anlayabildiğiniz bu kadar mı?

Uyan Türkiyem !
Uyan, toprağına, yeşil alanlarına sahip çık!

Şehirler sadece lüks kuleler, oteller, villalar, alışveriş merkezleri, caddeler değildir.
Şehirler bağrında yeşili yaşatır. Koynundan hiç çıkarmaz, kenara itmez.
Şehirler bir ülkenin bütün vatandaşını tekbir bölgeye çekmez.

Ev, işyeri, okul, hastane, otel maskesi ile, kamu yararına denerek şehrin içinde bırakılması gereken bütün yeşil alanların gitti elinden.

Senin toprağın senin!
Güvenerek devletine teslim ettiğin.