Valilikteki bayrakların sırrı!

Sayın Başbakan kürsüye çıkıp bas bas bağırarak, benim valim, benim kaymakamım, benim polisim, benim memurum derken, sadece benim askerim demiyordu.

Kendisine bu kadar sahip(!) çıkılan valiler, kaymakamlar, polisler, bilumum memurlar, elbette başbakana sahip çıkacaklar, ona ellerinden gelen tüm hizmeti sunacaklar!

Bir atasözümüz vardır hani “El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar” misali…

İşte böylesi yardımlaşmanın(!) olduğu bir dönemde, Türkiye yerel seçimlere gidiyor.

E… nede olsa bu bir seçim. Kaybetmek de var işin içinde!

İnsan birlikte iş yaptığı, kader birliği ettiği bir kişiyi yarı yolda bırakır mı?

Elbette bırakmaz bu nedenle, Başbakan’ın valileri, kaymakamları, polisleri ve de bilumum memurları da başbakanı seçim önü yalnız bırakmayıp, ellerindeki tüm imkânları kullanarak, önce kömür ve gıda maddesi ile işe başladılar, sonra alışveriş çekleri geldi. Daha sonrada bildiğiniz gibi Tunceli ilinde başlatılan bir seferberlikle, buzdolabı, fırın, çek yat, televizyon, halı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi dağıtımı başlatıldı. Ve hala bu yardımlara devam edildiği gelen haberler arasında…

Bu yardımların, seçimlere kadar süreceği açık seçik beyan ediliyor.

Yüksek Seçim Kurulunun aldığı kararları, ülkenin savcıları uygulamaya değer bulmuyorlar!

Başbakanın valileri de Yüksek Seçim Kurulunun kararlarına uymuyor!

Tabi böyle olunca da hukuk devletini çıra yakarak aramaya başlıyoruz!

İşte tam bu esnada gazetelere bir şeyler yansıyor.

Gör de inanma derler ya işte bu da onun gibi bir şey.

Ülke seçime giderken, Başbakanın valilerinden birisi, Başbakan'ın kendisine verdiği aferinler yüzünden, Başbakan’a yardımı biraz abartıp, yardımları bir adım daha öne taşımış!

Bu seçim yardımının ne olduğunu merak ediyorsunuz değil mi?

Bakın O Valinin yardımı neymiş.

Tunceli Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği'ne ait depoda, AKP'nin seçim afişleri, bayrakları, broşürleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kente geldiği sırada asılan pankartları bulunmuş. Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla depoya baskın düzenleyen polis, savcı nezaretinde aramaları sürdürüyormuş.

Netice?

Büyük bir hiç…

Bu ülkede insanların Cumhuriyet Mitinglerine katıldığı gerekçesi ile sorgusuz sualsiz içeri tıkıldığı bir dönemde, bir Valinin yaptığı seçim yardımları(!) neticesinde buna alkış tutan o yandaşlara ve Valiye bir hesap soran olmayacak mı?

Burası bir Muz Cumhuriyeti mi?