Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Valimiz geldiler...

Valimiz geldiler...
 

Sayın Valimiz Orhan Düzgün, hoş geldiniz...

 
Farkına vardıysanız, Cuma günü "köşemi" sayın Valimizin "Gelişi" haberine bırakmışım, farkında olmadan...
 
Kötü mü olmuş? 
 
Elbette hayır, Sayın Valimize buradan "Bir kez daha" hoş geldiniz Sayın Valimiz diyorum.
 
Bugün Cumartesi ve valimizin, hani derler ya "Ayağının tozu ile" diye, aynen öyle, ayağının tozu ile programı çok yoğun, hem de en az üç gün...
 
Cumhurbaşkanımız Kayseri'yi ziyaret ediyor ve bazı etkinliklere katılıyor. Etkinlikler, muhtemelen Pazar gününe kadar sürecek.
 
Siz gelmeden önce Sayın Valim, belki de haddimi de aşarak, ama iyi niyetimden kaynaklanan düşünceler içinde, Ordu'dan ayrılırken yaptığınız açıklama üzerine bir öneride bulunmuştum.
 
Elbette o önerim, henüz elinize geçmedi, bu yazım ile birlikte daha da geçmeyecek, çünkü yoğunluğunuz fazla. Basın Müdürünüz, belki de yazıları, biraz rahata kavuşunca size sunacak, belki de "Gündemden düştü" diye hiç önünüze bile koymayacak.
 
Olsun...
 
Ben yine "İlave bir öneride" daha bulunayım, ola ki size ulaşır.
 
Sayın Valim...
 
"Sayın Cumhurbaşkanımızın memleketinde görev yapmak bizim için gerçekten onur verici olacak" demiştiniz de, bunun üzerine ben de: Sayın Valim, bu söz doğrusunu isterseniz olmadı. Sizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti valisi sıfatıyla 81 ilde "Onur veren vali" olma zorunluluğunuz var. Eğer "Cumhurbaşkanlarının illerinde valilik yapmak" onur verici bir iş olursa yanlış olur. Elbette söyleminiz bu amacı taşımıyor, bu konuda en ufak bir endişem yok. Ancak bu söylem, zaman içinde bazı "Yanlış anlamalara" yol açabilir ki, sizi sıkıntıya sokar, demiştim.
 
Yine "Ayağınızın tozu ile" verdiğiniz ilk beyanatta Sayın Valim, bu kere de “Kayseri Valiliği görevine başlamış bulunuyorum. Görev sürecim boyunca Kayseri’deki sivil toplum kuruluşlarımızın, vatandaşlarımızın, meslek odalarımızın, milletvekillerimizin, siyasi parti teşkilatlarımızın, belediye başkanlarımızın ve en başta Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Kayseri’ye hizmet etmeye çalışacağız” dediniz...
 
Diyeceksiniz ki "Ne var bunda?"
 
Elbette geriden okuyup üflediğimizde bir şey bulamayız. Ancak bizim gibi her lafı "İrdeleyip" de "Niyet okuyucu" gibi davrananlar bazı şeyleri bulabilir ya da bulduğunu sanır.
 
Tekrar ve öncelikle belirtmek iterim ki, iyi niyetinizden asla kuşkum yok. 
 
Lakin Sayın Valim...
 
Bu sözlerin içindeki bazı cümleler, ileride "Aleyhinize delil olarak" kullanılabilecek cinsten.
 
Aslında haklısınız, yerine geldiğiniz Sayın Şerif Yılmaz, 9 ay gibi bir süre sonunda, Kayseri tabiri ile "Bir top bez ile" Kütahya'ya gitti. Siz de "Kısa süre içinde" gitmemek ve "Baştan" işi sağlama alma, Cumhurbaşkanına ve siyasilere şirin görünme düşünceniz olabilir, böylesi bir siyasi ortamda yerden göğe kadar da haklısınız.
 
Yine haddimi aşmış olmamak koşulu ile (Böyle algılayınız lütfen) size bir öneride bulunayım...
 
Asla ve asla, söyleminizde adı geçen "... Kayseri’deki sivil toplum kuruluşlarımızın, vatandaşlarımızın, meslek odalarımızın, milletvekillerimizin, siyasi parti teşkilatlarımızın, belediye başkanlarımızın ve en başta Sayın Cumhurbaşkanımızın..." himayelerine güvenmeyiniz, "...vatandaşlar..." dışında. Sizi, eğer "Vatandaş" bağrına basarsa başarılı olursunuz. Diğerleri, bilesiniz ki Sayın Valim, çoğu zaman size "...çıkarları..." için yanaşacaklar, bir gün de birinin tekerine (Giden valimiz gibi) çomak sokarsanız, 9 ay bile kalmanız zordur, çünkü Kayseri, sizin de dediğiniz gibi Cumhurbaşkanı'nın memleketidir.
 
Kayseri'ye geldiğimde Sayın Valim, çayınızı içmeye gelmek için randevu talep edeceğim.
 
İsterseniz "Çağırayım da şunu, bu yazılarından ötürü eleğini boynuna takayım bir", ya da "Doğru söylüyor ya bu adam, azcık ölçüyü de kaçırmış ama, olsun" diyerek kabul ederseniz, ikisine de razı olurum.
 
Birincisi olursa, boyumuzun ölçüsünü almış oluruz, başbakanın dediği gibi "Ölçülerimiz"i öğrenmiş oluruz.
 
Peki, ikincisi olursa?
 
"Dostlar" tarafında olduğumuzu hissederiz. Çünkü "Dost"lar, bazen böyle "Aykırı işler" yaparlar...
 
18 MAYIS 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..