Vallahi Öptürmem

"İspanyollar Amerikan macerası için gittikleri Meksika' da Aztek imparatorluğu bulunuyordu. Şehre girdiklerinde sokakların ve pazar yerlerinin rengarenkliğine, baraj ve suyollarına, yiyecek ve giyecek satan dükkanlarına, inip kalkan tahta köprülerine şaşkınca baktılar. Sokaklar öylesine temizdiki, "Bu sokaklarda yürürken biri,vayaklarını ancak elleri kadar kirletebilirdi" derken dünyanın o dönemlerde ne kadar temiz olduğunu vurguluyorlardı. Yalnızca bunlar mı İspanyolları şaşırtan; Azteklerin bir başka yönü de, "Namus ve Ahlak" anlayışıydı. Kimse evinin kapısını kilitlemez, evinden çıkan, içeride kimse olmadığını işaret için eşiğinin üzerine ufak bir değnek koyuyor ve gönül rahatlığı içinde işine gidiyordu..Ya şimdilerde..."

İşte şimdilerde evden çıkarken bir odanın ışığını açık bırakıyoruz. Karanlık ev hırsızları çekmesin diye..

Vallahi Öptürmem kitabı  bir roman, bir öykü, bir şiir yada bir gezi , yada anı kitabı değil. Ertuğrul Erdoğan bu kitabında akla hayale gelmeyecek dolandırıcılık hikayeleri, bilişim suçları, dolandırıcılığın gözde yöntemleri, kredi kartı kullanımı ile ilgili bilmemiz gereken durumlar gibi günlük hayatıımızda sıkça karşılaştığımız, bizi zor durumda bırakan buna benzer olaylardan örnekler veriyor. O yüzden bu kitabıbir tür rehber, yada kılavuz kitap olark değerlendirebilirz.

Eminim hepimiz gazatelerde okuyoruz dolandırıcılık hikayelerini ya da haberlerde dinliyoruz insanların nasıl mağdur duruma düştüklerini. En azından çevremizde bir yakınımız mutlaka bir şekilde kandırılmıştır, aldatılmıştır. Ancak bu kitapda hepsini arka arkaya okuyunca daha farklı bir etki bırakıyor kişide.Şahsen ben artık arabama biner binmez ilk iş kapıları kilitliyorum.Böyle bir alışkanlığım oldu bu kitap sayesinde.

Mesala uygusuz içerik, e-mail adersimizin çalınması, çocukları cinsel istismara uyuşturuculğa teşvik edenleri ve internete yönelik her türlü ihbarı nereye yapacağınızı biliyor musunuz?

Ya da kimliğinizin çalınması durumunda nereye mail atacağınız hakkında bir fikriniz var mı?

Bu  ve bun gibi pek çok sorunun yanıtı bu kitapda.

Eğer okuma yazma bilmeyen insanların daha çok aldatıldığını düşünüyorsanız, tam anlamıyla yanılıyorsunuz. Bu kitapda öyle yaşanmış gerçekler var ki okumuşu sanatçısı, ünlüsü, yazarı dolandırılmış . Kitapda beni en çok etkileyen "Boş  Mezar" isimli operasyonla yaklanan çetenin yaptıkları. Bunu yazmadan geçemicem:

"Şeytanın bile aklına gelmiyecek ilginç bir dolandırıcılık olayı. Nasıl mı oluyor? Televizyon ve internetten ölüm ilanlarını takip ederek, onların ailesini derinlemesine inceliyorlar. Yerine göre ölüm ilanını okudukları kişinin cenaze namazlarınada katılıp cami avlusunda ve mezarlıkta ölen kişi ve yakınlarıyla ilgili bilgi topluyorlar. Topladıkları bilgilerle yola çıkan dolandırıcılar bir veya iki hafta sonra ölen kişin yakınını arayıp kendilerini avukat olarak tanıtarak, öldüğünü bilmiyormuş gibi önce ölen kişiyi soruyor, ardından kendi şirketlerinden alışveriş yaptığını, borç için icra işlemi uygulamak zorunda kalacaklarını ancak ödeme yapılırsa icraya verilemeyeceği söylenerek, verdikleri banka hesaplarına para aktaranlar polisin takibi sonucu Antalya' da "Boş Mezar" isiml, operasyanla ele geçirilmiş."

İnsanlar  yas tutarken acı içinde kıvranırken nasıl bir merhametsizliktir bu düşünsenize. Aslında  hep böyle aldatılmıyor muyuz? Bazan acılı bir anımız kulllanılıyor. Bazan saf bir anımız. Bazan telaşlı bir anımız. 

Bence Ertuğrul Erdoğan'ın kalemine sağlık. Çok güzel bir kitap olmuş. Ufkum bayağı açıldı. Artık daha dikkatliyim. Daha sorgulayıcıyım.

Bu arada kitabın sonlarına doğru "Hayatın baskısına karşı sağlıksız tepki: stres adlı kiatpdaki yüz görüşün listesi var.. Bu listedeki 42 numaralı öneri çok hoşuma gitti. Her gün çalışıyorum.