- Kategori
- Efsaneler
Vampirler gerçekten yaşadı mı?
Vampirler
Vampirler Gerçekten yaşadı mı?
Halk arasında uzun dişleri ve kan emme özellikleri ile tanınan vampirler hakkında Alman Araştırmacı bir araştırma yapmış. Ama işin aslının böyle olmadığı Vampirlerin Romanya, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan ve Macaristan gibi Güneydoğu Avrupa ülkelerinde anlatılan öykülerin çoğunluğu vampirlerle ilgilidir. En aykırı dikkat çeken özellikleri yanaklarında ve burunlarında çürümeyle oluşan hafif çukurluklardır. Güneydoğu Avrupa vampirlerinde köpek dişlerinin uzaması gibi bir özellikte yoktur. İşte vampiler ile ilgili bilinen yanlış bilgiler.
Halk arasında ölümsüz diye nitelendirilen vampirlerin ölümsüzlük ile pek alakası yoktur.
Vampirler ne kan emici ne de baştan çıkarıcı yaratıklardır.
Gün ışığında kaybolmazlar
Kreuter (Bonn Üniversitesi tarihçisi) yaptığı araştırmaya göre vampirlerin en eskisi 1982, en yenisiyse 1968 yılında ortaya çıkmıştır. Bir köyde çıkan uğursuzluktan her zaman ölümsüzler sorumluydu. Ölünün dirilmesi muhakkak bir uğursuzluğu beraberinde getirirdi. Onlara yaklaşan biri esrarengiz biçimde ölürse onun yakınları ve akrabaları için faleket kabul edilirdi. Lanetliler mezardan çıkarak tavuk, kurbağa, at veya fareye dönüşüp köy içinde dolaşırlardı. Hatta bazıalrı devamlı kullanılan kap kacak haline dönüşür ve onlara zarar vermek için devamlı onların yanında olurdu. Sarımsak, kutsal su ve haç ile tehlikeyi başından savamayan köylüler suçluyu yakalayabilmek için mezarlığın etrafına kül serper vampirlerin ayak izlerinden onlara ulaşmaya çalışırdı.
Kuru ot yığınına düşen, sarhoşken kapıyı kıran, vucüdunda iz ile dünyaya gelen, çok genç ya da yaşlı ölüm uğursuzluk sayılıyordu.
Mehmet Emin ÖZTÜRK