Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Van’a yardım koruyucu milliyetçilikmiş!

Van’a yardım koruyucu milliyetçilikmiş!
 

Yirmi dört şehidin ardından gelen Van depremi zihinlerdeki fay hatlarının iyice ortaya çıkmasına sebep oldu. Deprem sonrasında Müge Anlı’nın yaptığı yoruma sevinenler olduğu muhakkak. Çünkü toplumun getirilmek istendiği nokta tam da burasıydı. Sanki doğuda yaşayan herkes PKK’lıymış gibi bir dilin yaygınlaşması ve ‘Hadlerini bilsinler’ ifadelerinin destek bulması bizi uçurumun kenarına biraz daha yaklaştırır.

Böyle bir mantık bizi millet değil kabile mantığıyla hareket eden ve tasada kıvançta birlik vurgusunu yok eden bir kaygan zemine götürür. Ortadoğu coğrafyasında farklı etnik grupları aynı hedef uğrunda birleştirebilmiş tek devlet olan ve kendi modelini üretmiş olan Türk devletini ortadan kaldırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz. Ben böyle söyleyince  ‘Kendi modelimizi oluşturduk ve herkes bundan mutlu ise bu akan kan ne?’ diye soranlar oluyor. Ben de onlara bu meselenin ideolojik olduğunu hak aramayla ilgisi olmadığını, hedefin ayrı bir devlet kurmak olduğunu söylüyorum. KCK denilen yapılanmanın nasıl komin ve totaliter bir yönetimi öngördüğünü araştırırlarsa görebileceklerini anlatıyorum. Çünkü elimden başka bir şey gelmiyor.

İşte belki de bu yüzden Van depremi ülkede olan diğer depremlerden daha çok tartışmalara ve yardım kampanyalarına sebep oldu. Türkiye’nin her tarafından yardım yağdı. Burada yardımdaki organizasyon bozukluğu ve bazı yağma girişimlerine değinmeyeceğim.. Bu ayrı bir konu. Önemli olan  PKK ile Kürtlerin aynı kefeye konmadığının bir göstergesi olmasıdır. Çünkü yirmi dört şehidin ardından bu şekilde bir organizasyonun yapılması ancak böyle bir sağduyu ile izah edilebilir.

Biz böyle düşünüyoruz ya, bu yardım kampanyasını bile bir ayrımcılık vesilesi görenler var bu topraklarda. Kendisine akademisyen, sivil toplum temsilcisi, televizyoncu diyen bazı kişiler bu yardımların ‘koruyucu milliyetçilik’ koktuğunu, Türklerin yardım yaparken bir ağabey edasıyla hareket ederek ‘Kürtleri şefkatle kucaklama gayreti içinde olduklarını ve bunun çok rahatsız edici ırkçı bir yaklaşım olduğunu dillendirir oldular. Yardımlarda hep ‘Türk milleti’ vurgusunun yapılmasının yaşadığımız sorunların başı olduğunu söylemekten geri durmuyorlar. Bu yorumları dinlerken ‘Nasıl yani?’ demekten kendimi alamadım.  Daha da tuhafı, bu görüşlerin Kürt kimliği ile uzaktan yakından alakası olmayan kişilere ait olması.

Durumdan vazife çıkarmanın bir başka yöntemi de bu olsa gerek. Baktılar ki her taraftan yardım yağıyor ve kimse onların istediği çizgiye gelmiyor, insanları yardım yapmaktan nasıl soğuturuz düşüncesiyle kendilerince ilmi yorumlar yaparak toplumu kendi çizgilerine getirme gayreti içine giriyorlar. Yapılan yardımlarda koruyucu milliyetçiliğin kokusunu alanların nasıl bir buruna sahip olduğu aslında gayet açık. Tam bir etnik militarizm ile hareket edenler ve kendilerini küreselleşmenin kıskacına bırakanlar ancak böyle düşünebilir. ‘Türk’ kelimesine tahammül edemeyenlerin ‘Kürt’ kelimesini öylesine baskılı bir şekilde söylemeleri hangi oyunun maşası olduklarını da gözler önüne seriyor. Aslına bakarsanız bu görüşü savunanlar bir rövanş alma meselesi olarak da görüyorlar bu meseleyi. Çünkü PKK ezilen ve yok sayılan bir halkın sözcüsü onlara göre. Bunun için de Van’a yapılan yardımlar koruyucu milliyetçilik oluveriyor.

Deprem fırsatçılığı demek ki sadece yıkılan binaları yağmalayanlarda ya da bir liralık suyu beş liraya satanlarda ortaya çıkmıyormuş. İnsanların düşene elini uzattığı ve feryatlara cevap verdiği durumlarda da acıdan beslenenler olabiliyormuş.

 
Toplam blog
: 26
: 1002
Kayıt tarihi
: 01.04.10
 
 

Tokat Erbaa doğumluyum. Okumayı seviyorum. Siyaset, tarih ve edebiyat ilgi alanlarım. Hayatı anla..