Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Van Depreminde gerçekler ve Etnik Irkçılığın çöküşü

Van Depreminde gerçekler ve Etnik Irkçılığın çöküşü
 

Herşeyden önce bu deprem, Marmara Depremi’nin sadece süre olarak kısa olan küçük kardeşidir, bu bilinmelidir. Bunun yanı sıra ilk kırk sekiz saat içinde ve hatta hâlâ süren yüksek şiddetli artçları meydana gelmiştir.

Van merkezde evlerin yüzde birden çok daha  azı yıkılmıştır. Televizyonlarda aksettirildiği gibi Van’ın harap olması diye bir şey söz konusu değildir. Halkın perişanlığı evlerinin ortadan kalkmasından değildir. İnsanlar alıp satarken yüksek bedeller ödeyip de dayanıklı olduklarını depremde bizzat sınadıkları evlerine, sadece korkudan girmemektedirler. Yani gerçekte yaygın bir evsizlik sorunu yoktur. Van’ın geneli dimdik ayaktadır. Evlerin hemen hemen tamamı betonarme olup yüzeysel sıva çatlakları dışında hiçbir problemleri yoktur. Pek çoğunun yüzey kaplamaları dahi dökülmemiştir. Buna mukabil, Ferit Melen havaalanının terminal binasının granit kaplamalarının tamamı dökülmüştür.

Van merkezde can kaybının 7.2 şiddetinde bir depreme göre çok az oluşuna medya hiç değinmemiş, sürekli  Kâzım Karabekir Caddesi yakınındaki yıkılan binaya odaklanarak, habercilikte ciddi anlamda taraflı davranmış ve başarısız  olmuştur. Oysa böyle bir zamanda ayakta kalan sağlam binalar da görüntülenerek milletin moralinin bozulmamasına çalışılmalıydı.

Depremden yaklaşık 5 saat sonra şehre elektrik verilmiştir. Su sıkıntısı yoktur. Binaların su, elektirk ve doğalgaz tesisatları kullanılabilir haldedir. Doğal gaz belli yerlerdeki kaçaklar dışında işler haldedir. Telefonlar gene döt buçuk saat içinde işler hale gelmiştir. Bölgenin iletişim/haberleşme sorunu yoktur.

Her felâket gibi deprem de ulusal bütünleşmede acı da olsa bir vesile olmuştur. Densiz bir alçağın “Burası Türkiye olsaydı, yardım yağardı..” gibisinden sözüne inat bütün Türk ulusu Van için tek yürek olmuş ve vatanına sahip çıkmıştır. Bu alçaklık, belediye başkanının, “Yöre halkı Ankara’dan gelen yardımı istemiyor, buranın kendi başına yeterli olmasını istiyor..” sözleriyle  devam etmiştir.  Van belediye başkanı, Türk ulusunun bu yüksek birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu karşısında  şaşkına dönmüş ve  Van’ın hiç de sanıldığı gibi Türkiye’de yalıtılamadığını görmüştür. Yardım gönderen belediyelerden bahsettiğinde ise hep bölgedeki PKK yandaşı belediyeleri saymış, sanki diğer idari birimler konuya ilgisiz kalıyor  izlenimi yaratmaya çalışmıştır.

Depremde meydana gelen bütünleşmeye tahammülü olmayan etnik ırkçı katil sürüsünün, arama kurtarma çalışmalarına giden Mehmetçik’lerimize ateş açması, tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Bu olay etnik ırkçı Kürtçü sözde siyasetçiler tarafından kınanmadığı gibi, bu terör yardakçıları depremde bir anda ortadan kaybolmuştur.

Devlet depreme mümkün olan en hızlı şekilde müdahale etmiştir. Bölgedeki sağlam evlere rağmen sadece korkudan dışarıda kalanların her isteğinin anında yerine getirilmesi hiçbir ülkenin gücü dahilinde değildir. Kızılay başkanı her ülkenin tahmini kriz envanterinden bahsetmiş ve yüz binden fazla çadırın hiçbir ülkenin envanterinde bulunmadığını belirtmiştir.

Sağlık  Bakanlığı  bölgede, özellikle asıl zararın meydana geldiği Van Erciş’ta, inanılmaz bir hızda organize olmuş, ve Türk sağlık görevlileri, vatanlarının bu cennet köşesinde muazzam bir fedakârlıkla göreve koşmuştur. Bu felâket uluslaşmanın/ milletleşmenin ne demek olduğunu ırka dayalı federasyon isteyen etnik ırkçı vahşilere en sert şekilde göstermiştir. Oraya giden kamyonların üzerinde, görevlilerin kokartlarında Türk bayrağı vardır ve bu bayrak, ırksal kökenleri ne olursa olsun “Türk” adı altında uluslaşmış/milletleşmiş herkesin ortak fedakârlık ve dayanışma sembolü olarak bu şafaklardan bir kere daha doğmuştur.

Erciş’te ise durum daha ciddidir. Depremin asıl büyük zararı Erciş’te görülmüştür ve Türk devleti bütün imkânlarıyla Erciş’te hizmete koşmuştur.

Etnik ırkçılık ve onun ayrılıkçı politikası, depremin fay hattında ezilmiştir.

Bütün Türk  Ulusu’nun başı sağ olsun. Allah milletimize böyle bir felâketi, bir daha göstermesin. Ay yıldızlı bayrağın altında birleşerek tasada ve kıvançta hep beraber olan bu yüce milletin gururlu birer mensubu olarak bir kere daha haykıralım:

 

Ne mutlu Türküm diyene!

 
Toplam blog
: 153
: 503
Kayıt tarihi
: 11.02.11
 
 

Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....