Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '15

 
Kategori
Anılar
 

Van kahvehanelerinde takas tukas

Van kahvehanelerinde takas tukas
 

Kahvehaneler en iyi çalışan işletmelerdendi.


Çalışma alanlarının sınırlı, işsizliğin yoğun, sosyal güvenliğin çeyrek olduğu zamanlardı.

Uzak bir şehirde yaşıyorduk.

Kahvehaneler en iyi çalışan işletmelerdendi.

Genciyle, yaşlısıyla işsizler yaz kış kahvehanelerde otururlardı. Her kahvehanenin belli, bilinen müşterileri vardı. Bu anlamda her kahve müşterisinin de tıpkı futbol takımı gibi tuttuğu, kolay vazgeçmediği kahvehanesi vardı.

Halamın belediyeden emekli eşi Sadi Dayı’da, birlikte çalıştığımız Bekir Efendi’de o kahvehanelerin müşterileriydi. Onlar ve onlar gibi başka bazı kimseler sadece müşteri değil birer takas tukas ustasıydılar. En kaliteli tespihler, saatler onlarda olurdu.

Tespih, yüzük, cep ve kol saatleri başlıca uzmanlık alanlarıydı. Bu ürünlerin çok fazla çeşidi mevcuttu ve piyasaya giren değişik her şey ilgi ile karşılanırdı.

Bu tarz eşyalara meraklı olanlar onları görünce alıcı olsunlar olmasınlar hemen yanlarına çökerlerdi. Bir şeyler satılır, alınır, takas edilirdi.

Cep saatlerinin tel maşa olanları ve olmayanları ile üzerinde Devlet Demiryolları amblemi olanlar vardı. Tespihlerin kehribar, Oltu Taşı cinsleri; yüzüklerin değişik işlemeler ve taşlarla bezenmiş olanları en çok konuşulanlardı.

Büyük olasılıkla kahvehanede başlayan muhabbetler yollarda, evlerde de devam ederdi.

Şimdi bazı futbol fanatiklerinin yıllar önceki maçları, oyuncuları anımsadıkları gibi onlar da tespihlerini, yüzüklerini, saatlerini anımsarlardı. Kaç yıl evvel kim kime ne vermiş, kim hangi eşyayı kaç yıl evvel kimden almış da o sohbetlere dahildi.

Rahmetli Bekir Efendi bu işini güvenlik görevlisi olduğu ve birlikte çalıştığımız bankada da fırsat buldukça sürdürürdü.

Bir keresinde dövizli çek bozdurmak üzere bekleyen turistlerle el kol işareti ile takas tukas pazarı kurmuş, saat alışverişi yapmış; o yabancıları kahkahalara boğmuştu.

O turistlerle dil bilenlerden daha iyi iletişim kurabiliyordu.

Bir keresinde de elindeki eski motosikleti benim bisikletimle takas etmişti. O gün eve gidinceye kadar sık sık motoru duran aracı öyle çok itekledim ki eve vardığımda yorgunluktan bahçe kapısından aşağı inmem gereken birkaç basamak merdivenden inemez hale geldim. Gece rahat yatamamış, ertesi gün ilk işim anlaşmayı bozmak olmuştu.

Başta Sadi Dayı ve Bekir Efendi olmak üzere o dönemin o meclislerinde oturanlarının tamamına rahmet diliyorum.

O günler insanların geçimlerini yoğun olarak çiftçilikten, hayvancılıktan, bostancılıktan sağladıkları zamanlardı. Her mahalleden bir hayvan sürüsü çıkar, çobanlar tarafından şehrin etrafındaki şimdi tamamı tapulu hale gelmiş meralarda otlatılırlardı.

O günlerde çarşıda başka ürünlerin de takas tukası yapılırdı. Hindilerini, tavuklarını, horozlarını, peynirlerini çarşıya getirenler de zaman zaman ihtiyaç duydukları şeylerle değiş tokuş yaparlardı.

Tabii bir de kuşçularımız vardı.

İşsiz gençler bazen de babaları ile birlikte kuşçuluk yaparlardı. Memlekette çok sayıda güvercin yetiştiricisi, sahibi vardı ve onlar birbirlerini tanırlardı.  Kuşları çoğalma dönemlerinde ve diğer zamanlarda değiştirenler de, başkasının kuşunu yakalayıp vermeyenler ya da bir bedel karşılığı verenler de o zamanlar çoktu.

Elektrik kısıtlıydı. Başlangıçta televizyon da yoktu. Şehirdeki iki, üç sinema ciddi cazibe merkezleriydi.

Tam anımsamıyorum, emin de değilim ama büyük olasılıkla özellikle kırsalda evlenirken de “berdel” adı altında evlenecek kızlar da takas tukas edilirlerdi.

Para vardı ama paranın rüzgarı çok güçlü değildi, ya da bu uzak şehirlerde her mahallede güçlü esmiyordu.  

Para belli kişilerdeydi. Onlar işin ustasıydılar. Geri kalanlar da kanaatkâr kimselerdi. Parayı gereksinim duydukça düşünürlerdi.

Çocuklarının lastik ayakkabısı, o yıl için önlüğü, defteri, kitabı varsa; kış için yetecek unlarını, şekerlerini almışlarsa içleri rahattı.

Zaman bir yanıyla hala takas tukas zamanıydı.

 

07.12.2015

11.39

 

NOT: Resim kaynak: http://www.milliyet.com.tr/ramazanda-kahvehaneler-kapandi-canakkale-yerelhaber-269917/

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..