- Kategori
- Deneme
Vapur sefası
internetten alıntıdır
Ne keyiflidir İstanbul'da vapur yolculuğu yapmak.
Yolculuk yapmana bile gerek yok, kıyıda oturup kuğu gibi süzülüşünü seyretmek yeter.
Ama biz içine girelim vapurun. Üst salona çıkalım, büfenin iki yanından birini seçelim ve oradaki koltuklardan gittiğimiz yöne ters bakan birine oturalım.
Evet ters oturalım. Diyelim, Eminönü-Üsküdar vapurundayız, ki manzarası en güzel olan budur. Eğer Eminönü yönünden bindiysek, vapur iskeleden yavaş yavaş ayrılırken gördüğümüz manzaraya doyum olmaz. Bir de akşam inmekteyse ve güz ise, güneşin batarken yaydığı ışık çemberinde Topkapı Sarayı muhteşem görünür gözünüze. Ve siz, belki o an o sarayda olmayı o kadar çok isteyebilirsiniz ki. Ve devasa İstanbul Erkek Lisesi, yani Düyunu Umumi binası, bir tarihin canlı tanığı gibi dimdik, neler söyler size o anda.
Hemen salep söyleyin büfedeki garsona. Bol tarçın atsın içine. Yavaş yavaş gider Şehir Hatları vapurları. İşte o yavaş yavaş gidişin yavaş yavaş uzaklaştırdığı bu görüntülere eşlik etsin salepiniz.
Ne keyiflidir vapurda salep içmek.
Ama eğer Üsküdar yönünden bindiysek vapura mutlaka sabah vakti olsun ve de ilkbahar. Vapur gene yavaş yavaş ayrılırken iskeleden henüz tepeye yerleşmemiş güneşin ışıltıları eşliğinde Üsküdar'ı seyredelim. Kıyıda, tüm haşmetiyle ayakta duran, Kanuni'nin, kızı Mihrimah Sultan için yaptırttığı, Mimar Sinan'ın çıraklık eserim dediği, külliyesiyle birlikte Mihrimah Sultan camiini seyre dalalım. Biraz ilerleyince Kızkulesi'yle bakışıp göz süzelim, hakkındaki efsaneleri hatırlayalım.
Ve martılar, zarif deniz kuşları. Mutlaka birileri onlara simit atıyordur, önünüzdeki pencereden ne de güzel görünür bir parça simit için vapuru takip edip çığlık çığlığa bağırışları.
Ve bu kez büfedeki garsona çay söyleyelim, evde kahvaltımızı etmiş olsak da vapurda çay içmenin keyfi başkadır.