- Kategori
- Güncel
Var olma durumları
Urfa' dan, Van' dan, Erciş' den kamyon kasalarına doluşan çoluk, çocuk, erkek, kadın yetişkin insanlar.... Ekmek parası için, önce karınlarını doyurmak için mevsimlik işçi olarak, fındığa pamuğa gidenler.
Başımı çevirip öbür tarafa bakıyorum, hiçbir şekilde üretmeyen, zengin ve ünlü ablasının parasını yiyen, gece klüplerinde sabaha kadar içen genç bir bayan... Karnını doyurma derdi yok, artık tek derdi parayı nasıl harcarım?...
Dünyayı bir madalyon olarak düşünürsek, madalyonun iki yüzü de bu... Bir tarafta emek, işgücü, alınteri... Diğer tarafta sınırsız eğlence, pahalı kıyafetler, tuvalet dedikoduları... Resim çeken gazeteciler sorduğunda ''Annem bilmiyor ne yapıyorsunuz?'' diyor. Ne komik, ne basit bir durum.
Yuvarlanarak gidilen yolda, küçük bir çıkıntıya umutla sarılmak gibi...'' Belki beni kutarır...'' Kimilerinin pamuğa, fındığa kimilerininde içkiye, paraya tutunduğu gibi.
Hiçbirşey yapmadan gezip tozmak... Nasıl bir duygudur üretmeden var olmak? Eski Türk filmleri geliyor aklıma. Zengin, varlıklı aileler ve onların yetenekleri bu para içinde kaybolan gencecik insanları...
Var olma savaşı vermeyenler... Diğer tarafta ise para olmadığı için yetenekleri körelenler... Var olma savaşı verenler...
Artılar, eksiler... Zıt kutuplar... Birbirini tamamlaması gerekirken birbirini itenler...