- Kategori
- İlişkiler
Varlığıyla Mutlu Olmak
“Bazen biri sıradan bir rastlantıyla hayatınıza girer, ama hayatınızdan çıktığı zaman geriye kalanın ne olacağını bilemezsiniz.”*
İnsan çoğu kez içindeki boşluğun farkına varmadan yaşar. Farklı duygular, değişik tatlar vardır bilmediği. Zaten hangimiz bilmediğimiz, duyumsamadığımız şeylerin özlemini duyarız… Böyle yaşayınca da mutlu sanırız kendimizi.
Sonra bir gün, bir yabancı gelip dolduruverir o boşluğu…
Ve yavaş yavaş öğreniriz neleri ıskaladığımızı.
Bir yaşamı gerilerde bırakırken nelerden habersiz bir yaşanmışlık sürdürdüğümüzü…
Farkında olduğumuzda artık çok geçtir. Ve biz geç fark ettiğimiz gerçeklerin güzellikleriyle mutlu olmaya çalışırız. O güzellikleri bire bir yaşamasak da var olduklarını bilmek bile mutlu eder bizi. Birinin / bir şeylerin varlığıyla mutlu olmayı öğreniriz.
Hani derler ya, “Mutluluğu dışarıda aramayın, o sizin içinizdedir” diye, doğrudur. Ama o mutluluğu saklandığı yerden çıkaracak büyülü bir ele ihtiyacımız olduğunu hiç söylemezler… Tıpkı doğduğumuzda bize nasıl yaşamamız gerektiğini söylemedikleri gibi. Kendi kendine büyüyen, deneme-yanılma yoluyla kendi gerçeklerine ulaşanlar için daha da zordur her şey.
Bir yerde okumuştum, “İnsanların çoğu yaşadıklarının farkında olmama halindedir” diyordu. Farkına varmadan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu, size bunu fark ettiren biri olduğunda anlıyordunuz , ama anlamak da yetmiyordu bazen. Avuçlarınıza bırakılan mutluluğu yaşamayı bilmek önemliydi. Bilemediğinizde kayıp gidiyordu ellerinizden. Size kalan onun uzaklardaki varlığıyla mutlu olmak oluyordu.
Biliyorum ki, çok az da olsa bu tür yaşanmışlıklar oluyor hayatın içinde.
Bazı insanların tebessümlerinin ardındaki gizli hüznü, bunu yaşayanların dışında kim görebilir ki…
*Kürşat Başar/ Aklımda Hep Sen