Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '08

 
Kategori
Felsefe
 

Varlık, Zaman ve İnsan

"Marks, Hegel’cilerin en büyüğüdür.” ( Heiddeger )

Hegel’in felsefesinde tarih, yaşayan, bilinçli, düşünen, canlı bir organizma gibidir. Aynı zamanda Mutlak Varlık ve Mutlak Zaman bir ve özdeştir. Üstelik Varlk'ın sonsuzluğu bir mucicze gibi şairane bir "oluş"la sonluda tecelli eder.

Yine Hegel'in felsefesinde Varlık yoklukta, yokluk da Varlık'ta gizlenebilir. Ama aslolan  "varlık"tır. Yokluk ise, varlığın bir biçimidir.

Buradan da anlaşılacağı üzere, özne -  insan varlık - tarihin gerçekliğine ne kadar hakimse, kendi tarihi karşısında duruşu ne kadar nesnelse, ön yargılardan, hurafelerden ne kadar arınabilmişse, o kadar olgunlaşmış olacaktır. Hegel’in, böylesi bir olgunluğa sahip olduğu kesindir. Bunu bağnazlıktan münezzeh bir içtenlikle özdeşleşebilme kabiliyetine borçludur. Bu becerisi, Tanrı ile özdeşleşebilme imkânı sağlamıştır ona.

Yine Hegel’e göre tarih insanın eseri değil, insan tarihin eseridir.

Tarihin yarattığı; başka bir deyişle insan yaptığı varlık ancak tarihi kurabilir. Tarihin şekillendirdiği insana gelince; O, tarih için en fazla şeyi yapan, ona en fazla şeyi katan kişidir.

İşte Marks, bu insanlardan biridir. Tıpkı Platon’un Sokrat üzerinden yaptığını yapmış; Hegel’i, dolayısıyla da tarihi özümserken, içselleştirirken, kendi orijinal söylemini oluşturmuş; bununla da yetinmeyip, hayatı boyunca insanlığı huzura kavuşturacak bir sistemin arayışı içinde olmuştur. Böyle olunca da tarih, kendi Varlık sahasında onun için geniş bir yer ayırmıştır.

 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..