Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '16

 
Kategori
Felsefe
 

Varlık birliği “Vahded-i vücud”

Varlık birliği “Vahded-i vücud”
 

Okyanus ve Dmla'nın AŞK dolu birlikteliği


Tasavvuf vahded’i vücud inancı etrafında şekillenir, ancak felsefedeki epistomoloji ve ontoloji ayrımı yoktur. Zira, herkes kendi mertebesine göre kabına göre algılar ve alır.

Her şey BİR’dir ve Allah’ın farklı tecellileridir. Ve bu yüzden de hakikat insanın içinde dürülüdür, ta ki o bulana dek.

Bu yüzden de bulunması böylesine zor ve meşakkatli hakikat bilgileri eskilerin kuş dili olarak tabi ettikleri semboller, menkibeler, hikayeler, metaforlar ve allegoriler ile anlatılabilir. Ve ancak bu şekilde herkes kendi sentezini yapabilir ve farklı kişilere de aktarılabilir.

Her şey Allah inancıyla başlar. İnsan, Allah’ı ancak isim ve sıfatları (Esma’ül Hüsma) ile bilebilir, çünkü O’nun zatını (özünü) anlamak şehadet alemindeki biz beşeri varlıklar için mümkün değildir. Allah’ın isim ve sıfatları, Kur’an-ı Kerim’de bize aktarılan tekrar eden 99 isimdir.

Tasavvuf’a göre “Allah bilinmekliğini istemiş ve alemleri yaratmış”tır. Yaradılış, Allah’ın sevgisi üstüne kuruludur. Kainatta her şey canlıdır Tasavvuf’a göre ve sevgidir, ışıktır, nurdur. Her şey AŞK’tır kainatta.

Kainattaki her varlık O’nun farklı tecellileridir. Farz edin ki, bir ayna elinizden düşsün ve kırılsın. Yerdeki tüm parçaları nasıl gökteki güneşi yansıtıyorsa, her varlık da O’nun farklı aynalardaki yansımalarıdır. Varlık alemi Hakk’a aynadır. Hakk, halkta kendini seyreder.

Ancak vahded’i vücudu Spinoza’nın Pantezim’i ile karıştırmamak lazım. Zira, Batı düşüncesinin determinist ve indirgemeci bakış açısı ışığında panteizm, parçaların toplamında Yaradan’ı arar.

Panteizm’de evren ve Yaradan aynıdır. Ancak, Tasavvuf’a göre alemleri yaradan Allah, en son noktadır ve evren O’nun bir parçasıdır. Her şey O’dan südur etmiştir zira. Hepsi bir bütündür ve matruşka bebekleri gibi iç içe geçmiştir. Fakat alem ve alemdeki her varlık O var olduğu sürece vardır ve gücünü O’ndan alır. Bu görüş ise felsefede Pan-enteizm’e denk gelir. Yani, Allah hem içkin hem de aşkındır, aynı Vedik öğretideki Brahma gibi.

Vahded’i vücudu en iyi okyanus ve damla metaforu ile anlatabiliriz. Her şey kozmik bir okyanustan ibaret. Bu okyanusa günümüzde kuantum alanı, karanlık enerji, kozmik bilinç, morfik alan gibi farklı isimler vermek de mümkün.  Okyanus damlalardan oluşur, ancak damlaların toplamından da büyüktür. 1 sayısı, 7 ve 1/7’nin çarpımı olan 0,9999’dan büyüktür. Bütün parçalarının toplamından her daim büyüktür.

Damla okyanustayken onun gücüne sahiptir, ancak bir kaba alınıp ayrıldığında özü tuzlu su olmak dışında okyanusun gücüne sahip değildir artık. Hatta, içindeki kabın da rengini alır. Ancak o hala okyanus suyudur ve okyanusa kavuştuğu o an, tekrar okyanus ile bir olduğu o an, okyanus olur.

Ayrılıktan vuslata giden bir Aşk hikayesidir Tasavvuf. Vahded-i vücuda varmanın aşk dolu hikayesidir.

Peki nasıl bir yol izlemeli acaba?

Meratib’i tevhid” diye adlandırılan mertebeler ve makamlar konusu öğrencinin (salik)seyr-i süluk”, yani ruhunu tekamül ettirme yolculuğunda, Hakk’a ulaşmada kişiye AYNA tutar, feyz almasını sağlar.

Her çıkışın bir inişi olmalıdır ve bu yüzden her şey Kabala’daki gibi involüsyon yani düşüş ile başlar. Allah’ın nuru fiziksel alemdeki biz insanlara ve varlıklara 7 derece soğutularak verilir, aynı kör gözlere ışığın yavaş verilmesi gibi. Çünkü, bu maddi varlık planında titreşim ve tekamül seviyemiz en tepedeki güç ve kudrete dayanamaz. Bu yüzden mutlaktan maddi aleme dereceli bir iniş söz konusudur.

Bu dereceli iniş, kendi içinde çıkışı da barındırır ki bu da Tasavvuf’un Hakk’a ulaşmadaki yoludur. Bir sonraki yazımda bu yoldan bahsedeceğim.

Sevgiler,

Kenan

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..