- Kategori
- Bilim
Varlık ve Hiçlik
google imaj
24 karelik 1 sinema filmi şeridinin gerçekte yalnızca 12 karelik bölümünü görürüz, çünkü algı süremiz 1/10 saniyedir. 2’şer kere basılan kareler, ‘1 dolu + 1 boş’ olarak basılırsa, dolu karelere denk gelirsek, algımızda bir şey değişmez; ancak boş karelere denk gelirsek, sürekli hiçlik algılarız. O nedenle bu modelde Evren, varlıkla hiçlik arasında salınır gibi tanımlıdır. Tarihin 5.000. yılında, hiçlik konusunun bilime değil de, düşüne, hatta dine bırakılmış olması, bu saçma durumları yaratıyor. Oysa, daha eksi varlık var, sanal varlık var. Maddeye ‘varlık’ dedikten sonra, ‘karşı-madde’, ‘karanlık-madde’ gibi simetrik kavramlar kurmak zorunda kaldık. (Burada düşün değil, bilim icra ediliyor.) Katlı boyutların zorunlu titreşimi, algımızı varlık - hiçlik arasında salındırabilir. Tek yapılacak şey, hepsini baştan tanımlamak. ‘Ateş-hava — su-toprak’tan ‘plazma- gaz- sıvı- katı’ fazlarına geçiş binlerce yıl sürdü ama onlar da geçersiz, şu an onlarca madde fazı tanımlı, atom - dışı fazlar da dahil. Bilimciler tümel modeli tanımlayamıyor, çünkü tümel-geniş bakış açısına sahip değiller.