Varol Türkiye.

MHP’nin 9. olağan Kongresi dün yapıldı. Atatürk spor salonunda yapılan bu kongreye eşimle birlikte katıldık.

İlk gözlemlerim, erken saatler olmasına rağmen salonun hınca hınç dolması, dışarıda ise “mahşeri bir kalabalığın olmasıydı. Türkiyenin her bir yanından gelen partililer salona girmek ve liderlerini dinlemek için büyük bir mücadele veriyordu.

Eşimle birlikte en az beş kontrol noktasından geçmek için mücadele vererek sonunda basına ayrılan tribünde kendimize yer bulabilmiştik.

Salonun sol tarafına hazırlanan sahnenin tam arkasında büyük bir Atatürk resmi asılmış, resmin altında ise MHP’nin bundan sonra yapacağı mitinglerde “slogan” olarak kullanacağı, “sonsuza kadar var ol Türkiye” yazısı büyük puntolarla asılmıştı.

Salonun sağ tarafında ise Türk dünyasının “efsane lideri” Başbuğ Alparslan Türkeş ve MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçelinin birlikte büyük boy resimleri salonu süslüyordu.

Salon oldukça “sade” düzenlenmiş, Türk bayrakları ve parti bayraklarıyla birlikte rengârenk balonlarla süsleme tamamlanmıştı.

Salonda yankılanan ise MHP’nin sloganlaştırdığı “Varol Türkiye” şarkısıydı. Şarkıyla birlikte salon coşuyor, partililer bu şarkıya eşlik ediyordu.

Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin salona girmesiyle birlikte salon adeta yıkıldı. Partililer genel başkanlarını “dakikalarca” alkışladı ve sık sık “devletin başına Devlet gelecek” sloganını söyledi.

Yaklaşık üç saate yakın kürsüde kalan bahçeli özellikle gündeme dair tespitleri ve AKP iktidarının yanlışlarına vurgu yaparak “Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu tehlikelere işaret ederek;

“Dün Niğbolu, Çanakkale, Kocatepe’de Türk milletinin verdiği mücadele yer alanların bugünde iktidara adayım diyenler bu salonda, ben genel başkanınız olarak sizlere güvendim, tarihe güvendim, hiç yanılmadım” sözleriyle Türk milletine ve partililere gelinen bu zor günlerde güvendiğini ifade etmesi ise dikkat çekiciydi.

MHP genel Başkanı Bahçeli konuşmasında AKP iktidarına da “yüklenmeyi” ihmal etmedi ve,

“Orhun Abidelerine yol yapmayla,

Teröristle anlaşma yapmakla,

Erbil’le el sıkışmakla, milliyetçi olamayacağını, Türk milliyetçiliğine kimsenin leke süremeyeceğini” ifade etmiş, Bahçeli:

- Ya devlet başa, ya kuzgun leşe diyenler bugün bu salonda,

PKK ile kol kola girerek İmralı, Kandil ve DTP arasında sıkışan AKP iktidarının onuru kırılmış, umudu yok olmuş şehit ve gazilerimizin temsilcileri bu salonda, biz bu sesi duyuyor ve onların acılarını dindirmek istiyoruz.

MHP genel Başkanı Bahçeli Konuşmasında sık sık vurguladığı ise “artık milliyetçilerin, vatanı, milleti, bayrağı sevenlerin, Tek dile, tek millete ve üniter devlete sahip çıkmak isteyenlerin bu konuda kaygı duyanların” mutlaka MHP saflarında birleşerek teslimiyetçi AKP iktidarına bir son verileceğini ve mutlaka hesap sorulacağını dile getirmesi ise önemli idi.

MHP 9. Olağan kongresi sonrası Anadolu’nun birçok bölgesinden gelen partililer memnun ve mutlu olarak bölgelerine dönüyorlardı. Genel Başkanlarının konuşmasını ve tespitlerini olumlu buluyorlar ve “artık Türk milleti 40 yıllık tarihi geçmişiyle, kadrolarıyla iktidara yürüyen bu partiye sahip çıkacağını, yapılacak ilk genel seçimde de iktidar olacaklarını” söylüyorlardı.

Diyarbakır’dan gelen bir partiliyle yaptığım konuşma ise çok çarpıcıydı:

- AKP ve PKK bu ülkeye çok zarar veriyor, biz Kürt kökenli vatandaşlar ise en çok bu zararı görenlerdeniz. Bizim bin yıllık kardeşliğimizi, bu devlete olan bağlılığımızı zedeliyorlar. Bizim derdimiz ayrışmak değil, Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyet de bir ve beraber yaşamak istiyoruz. Kürt halkını kimse PKK ile, Kandil’le karıştırmasın, biz Türkiye’yiz, biz Anadolu’yuz, bizim bu birlikteliğimizi ve kardeşliğimizi kimse bölemeyecektir. MHP’nin olağan kongresi dün “sonsuza kadar Varol Türkiye” sloganları arasında gerçekleştirildi. Tek aday olan sayın Bahçeli yeniden genel başkanlığa seçilerek güven tazeledi.

- Önümüzdeki günlerde Sayın Bahçeli’nin partisinin bu kurultayından aldığı yeni güç ve destekle AKP iktidarına karşı “daha atak ve daha sert” mücadele yürüteceğinin işaretlerini de vermiş oldu.

Sonsuzluk (Osman Özeker)