Varoşlarda öğretmen olmak–2…

2006 yılında , benim çocuk eğitimi konusunda yaptığım uyarılarımın dozu arttığında, anneler onlara kurs vermemi istediler. Benim öyle bir eğitimi verecek yeterliliğim yoktu. Nereden yardım alabilirim diye araştırmaya başladım. AÇEV bu konuda imdadıma yetişti. Defalarca telefon edip görevli hanımı okula gelmeye ikna ettim. 26 kişinin sertifika aldığı "ANNE DESTEK KURSU "na giden velilerimin gözlerindeki mutluluk ve minnet duyguları beni çok etkiledi. Aydınlatılan beyinlerin yüzleri de aydınlıyor adeta. Bu eğitimler geçen yıl ve bu yıl okuma-yazma kursu olarak devam ediyor. Bu yıl AÇEV’den bir de teşekkür belgesi aldım ki, herhalde benim için en gurur verici belge oldu.

Varoşlarda öğretmen olmak, sadece öğretmen olmak değildir. Sağlıklı beslenmeden tutun da, hijyen ve sanitasyona kadar her konuda eğitici olmak demektir. Çocuklarda seyreden hastalıkları takip edip, bulaşıcı olabilen hastalıklar konusunda velileri uyarmaktır.

Beslenme teneffüsünde sınıfa göz atıp, beslenmesi olmayan çocuklara bir simit parası vermek, sınıfta dolaşırken göz ucuyla ayakkabı ve çantaları incelemek, beden eğitimi derslerinde çaktırmadan kıyafet kontrolü yapıp, kimin ne eksiği var bakmaktır.

Varoşlarda öğretmen olmak, veli toplantılarının üçte birini okul işlerine, üçte ikisini hayat derslerine ayırmaktır. Sadece derslerden bahsedip geçemezsiniz. Yıllardır her toplantıda, çocuk eğitimi, hijyen, deprem gibi konularda velileri eğitmeye çalışıyorum. Bezen ilgilenmeyeceğim diye tehdit ediyorum, bazen sadece sarılıyorum. Ben çaresizliği de, vurdumduymazlığı da, yoksulluğu da, fedakârlığı da, yalancılığı da, akla hayata dair her ne geliyorsa hepsini velilerle yaşadım, yaşıyorum. Zaman zaman bu okuldan çok sıkıldığımı düşünsem bile, belki yıllardır kurduğum bağlardan ya da bana gerçekten ihtiyaç olduğunu hissettiğim için çok da gitmek istemiyorum.

Varoşlarda öğretmen olmak sevildiğini hissetmektir aynı zamanda. Okulun ilk günü velilerin “hoş geldin” diye karşılamasıdır. Çocukları sevdiğiniz sürece emeklerinizi ziyan etmeyeceklerini bilmektir. Onlara var olan hayatları dışındaki dünyayı anlatırken adaletsizliği de düşünmektir.

İnsan haklarından bahsederken, sokakta polislerin dövdüğü bir adamı anlatan çocuğu dinlemektir. Ve sonra utanarak, “hakları yok dövmeye, başınıza gelirse ileride şikâyet edin” demektir. Sizin anlattığınız standartların dışında mutlaka bir yaşanmışlığı olan çocuklarla bir arada olmaktır. Doğru diye öğrettiğiniz davranışların sürekli ihlal edildiğini bilerek anlatmaktır.

Çocuğuna kitap alabilmek için alyansını satan bir anneye destek çıkmaktır. Varoşlarda öğretmen olmak paylaşmaktır kısaca.

Türk milletinden bahsederken Kürt çocukları rencide etmemek için, her defasında ülkemizde yaşayan bütün halklardan bahsetmektir. Barışı ve barışın sağladığı huzuru anlatırken yaşatmaktır.

Varoşlarda öğretmen olmak, okul kapısında günaydın ve gülücüklerle karşılanmaktır. Yanaktan alınan bir makasın, okşanan bir saçın hayat değiştirdiğini görmektir. Hasta anneyi, ameliyat olan babayı sormaktır. Çocukları ve aileleri iyi tanımazsanız, varoşlarda öğretmen olmak yıpranmaktır. Emeklerinizin gerçek karşılığını akademik olarak alamamaktır. Bazan umutsuz olmak, bazan neşeyle gülebilmektir.

Varoşlarda öğretmen olmak çok çalışmaktır, anne babanın yapması gereken görevlerin de bir kısmını yüklenmektir.

Mesleğini sevmeyen hiç kimse varoşlarda öğretmen olmasın. Varoş çocuklarına sabır ve sevgi gerekir. Zaman zaman sabır tükense de sevgi asla bitmemelidir...