Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '20

 
Kategori
Psikoloji
 

VARSA YOKSA DİSLEKSİ

                               VARSA YOKSA DİSLEKSİ!        

Disleksi farkına varılırsa, sana, bana, bize iyi gelecek...

Disleksili bireylerin farklı bakış açısı ile daha yaratıcı olduğunu biliyor muydunuz?

-Çünkü disleksi bir hastalık değil, farklı öğrenmedir!

Disleksi toplumda bilinenin aksine aslında öğrenme güçlüğü de değildir. Öğrenme farklılığıdır ve bu farklılık kimi zaman dâhiliğe neden olur.

Dislektik bireyler eğitim hayatlarında tembel sanılır oysaki dünyada unutulmayacak isimler olarak karşınıza çıkabilir. Örneğin; Muhammed Ali ve Orlando…

Disleksi görülme sıklığı dünyada %5-10 arasında, ülkemizde de %8-10 arasındadır. İnternette Dislektik bireyler için ilk göze çarpan slogan şudur: "Dâhilerin hastalığı, disleksi". Burada iki yanlış vardır. Birincisi; özgül öğrenme güçlüğü ya da disleksi bir hastalık değildir, ikincisi; her dislektik dahi değildir.

Literatür tanımıyla disleksi; bireylerin okuma, yazma, dinleme, anlama, kendini ifade etme ya da matematik alanında yaşıtlarına ve zekâsına göre beklenilenin önemli ölçüde altında olmasıdır. Bir başka ifadeyle zekâ geriliğine, duyu eksikliğine veya insani haklardan yoksun bir aile ortamına atfedilemeyecek, orantısız bir öğrenme bozukluğu ya da güçlüğü de denilebilir.

 

Dislektik bireylerin beyin yapılarında baskın kısım sağ beyindir. Zengin bir hayal gücü, farklı açılardan durumları, problemleri değerlendirebilme, üç boyutlu düşünme, güçlü sezgiler ve bir işin ayrıntılarının arkasındaki bütünü görebilme becerileri bu durumun avantajlarını oluşturmaktadır.

 

Disleksinin sebebi olarak iki önemli faktöre dikkat çekilir; genetik nedenler ve sonradan edinilme (çocukların doğduktan sonra başlarından geçen, genellikle beyin hasarı, felç veya başka tür bir travma bu duruma neden olur.)

Disleksi yani okuma- anlama bozukluğu en sık görülen özgül öğrenme bozukluğudur ve özgül öğrenme güçlüğü teriminin yerine de kullanılır. Bu güçlüğü yaşayan bireylerin zekâ sorunları yoktur. Yani dislektik bireyler toplumdaki genel kanının aksine normal, parlak veya üstün zekâya sahiptirler.

Amerikan Psikiyatri Birliği'nin uluslararası alanda kabul görmüş tıbbi tanılama sistemine göre (DSM- 5) üç alt basamağı bulunur.

-          Disleksi (Okuma - Anlama güçlüğü)

-          Diskalkuli (Matematik güçlüğü)

-          Disgrafi (Yazma güçlüğü)

Dislektik çocuklar, kendilerine uygun eğitim almadıkları bir ortamda, mutsuz, çaresiz ve örselenmiş hissederler. Bu çocukların yaşadıkları akademik başarısızlık, öğrenilmiş çaresizliğe dönüştüğünden dislektik bireylerin sağlıklı bir kimlik ve uygun rol edinim süreci gecikebilir ya da olumsuz etkilenebilir.

 

27 Grand Prix şampiyonluğu bulunan İskoç yarışçı Jackie STEWART’ın da dediği gibi, "Disleksili olmanın ne demek olduğunu asla anlamayacaksınız! Bu alanda ne kadar uzun süredir çalışıyor olursanız olun, isterseniz çocuklarınız da disleksili olsun, tüm çocukluğunuz boyunca aşağılanmanın ve Allah'ın her günü, size hiçbir şeyde başarılı olamayacağınızın öğretilmesinin ne demek olduğunu anlamayacaksınız." (WOLF, 2017)

Tüm bunlara rağmen disleksili çocukların çok erken tanıştıkları “başarısızlık” olgusunu kırmak mümkündür. Bu öğrenme farklılığının / bozukluğunun şu an için tek ilacı psiko-eğitsel eğitimdir.

Toplum olarak bu çocuklarımız için yapabileceklerimiz şu şekilde özetlenebilir:

•          Sabırlı olunmalı ve ilgi azaltılmamalıdır. Hem öğretmenler hem de bakım verenler tarafından çocuğun nerelerde hata yaptığının görülebilmesi ve düzeltilebilmesi açısından, çocuk metinleri sesli okumaya yönlendirilmelidir. Sesli okuma, disleksi için iyi bir egzersizdir.

•          Çocuğun her başarısı tebrik edilmeli ve onunla gurur duyulduğu ifade edilmelidir. Bu davranış, çocuğun başarma isteğini kamçılar.

•          Öğrenme süreçleri oyunlarla desteklenmeli ve çocuğun sevdiği materyaller ile kendisini geliştirmesi sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki doğru seçilmiş oyunlar disleksi egzersizleri niteliğindedir.

•          Başkalarıyla kıyaslanmamalıdır. Bu disleksi olsun ya da olmasın her çocuk için geçerlidir.

•          Okul idaresi ve öğretmeni ile iş birliği yapılmalıdır.

•          Çocuk, özel yeteneklere yönlendirilmelidir. Böylece çocuğun başarısı onu motive eder ve özgüvenini artırır.

•          Çocuğa çeşitli görevler verilmeli ve ona güvenildiği söylenerek ve bu küçük görevler takip edilmelidir. Yerine getirdiği işler için tebrik edilerek motive edilmelidir. Tüm bu süreç, çocuğun gelişimini güçlü bir motivasyonla sağlama üzerine planlanmalıdır.

•          Olası dikkat dağınıklığı problemini önlemek amacıyla, odasındaki dikkat dağıtıcı eşyaları kaldırılmalı ve her zaman düzenli tutulmalıdır.

•          Çocuğa duyulan sevginin başarıyla orantılı olmadığı gösterilmelidir ve başarısız olduğu konularda üzgün bir tavır sergilenmemelidir.

•          Öğrenme, çeşitli oyunlaştırma teknikleri veya katılımlarla eğlenceli hale getirilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

BEN DE DİSLEKSİ BİR BİREY OLARAK DİSLEKSİ ÇOCUKLARIN GELECEKLERİNE TOHUM EKMEYE DEVAM ETMEKTETİM!

Sosyal sorumluluk alanında harekete geçtik ve umutları yeşertmek için kollarını sıvadık… Başkent Üniversitesi Ön Kuluçka Merkezi (EKİN) bünyesinde “Düşlerin Umut Diyarı Projesi” ile dislektik çocuklara yönelik mobil oyun geliştirip umutları yeşertmek için ekip olarak çalışıyoruz.

Dislektik çocukların öğrenmedeki zorlukları için benim de içerisinde yer aldığım ekip harekete geçti. Dijital oyunların çocukların öğrenme becerilerinin geliştirilmesinde yardımcı olabileceğini biliyoruz. Geliştirilen bu oyun, dislektik çocukların eğitimi için hazırlanan ilk oyun olmasıyla da dikkat çekiyor.

Okul Dönemindeki dislektik çocukların gösterdiği belirtiler dikkate alınarak, sürecin zorluğunu en aza indirmeyi hedefleyen “Seed Dys Games” oyun projesini dislektik bir birey ve genç bir kadın girişimci olarak başlatmaktan gurur duyuyorum. Bu proje ile amaçlanan, dislektik çocukların geçirdiği zorlu süreçleri oyuna dönüştürülerek öğrenilecek konulara dair isteksizliğin önüne eğlenceli bir alternatifle geçilmesidir.

Biliyoruz ki iyi ve doğru bir eğitimle farklı bakış açıları olan dislektik çocuklar dünyaya yön verebilecek.

Bize inanmıyor musunuz yine yoksa?

Gelin, Jim Carrey ve John F. Kennedy ile devam edelim dislektik ünlülere…

 

İYİ Kİ DİSLEKSİYİM…

 

ANKARA İL GENÇLİK KOLLARI GENÇLİK KOLARI BAŞKANI

TÜRKİYE DİSLEKSİ VAKFI GENEL KOORDİNATOR

GAMZE ŞEMS NUR DELİDUMAN

Kaynaklar:

-          https://www.tudiv.org.tr/

https://www.ekampus.orav.org.tr/post/disleksi

 
Toplam blog
: 44
: 146
Kayıt tarihi
: 31.10.19
 
 

Merhabalar kendini anlat deyince ilk aklıma; Mevlana Celaleddin Rumi   şu şiir aklıma gelir. Güneş ..