Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '20

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

VARSAYIMLAR ÜZERİNDEN...

VARSAYIMLAR ÜZERİNDEN…

 

Güneşin evimi yıkadığı bir güne uyandım. Güneş, içeriyi de dışarıyı da aydınlattı ve genişletti. Masamdaki güller, cevizler, bademler, kırmızı çalışma defterim, odamdaki eşyalar ve ben güneşten aldıklarımızla, olduk şimdi. Ferah, huzurlu ve sağlıklı. Tam da olması gerektiği gibi bir gün. Güneşin gözümüze, oradan içimize nüfuz etmesinden keyif alırız. Güneşli günlere uyanmak, gelen günün umudunu yükseltir. Böylesine güzel bir günü karşılarken içinizden de güneşin olmayacağı günleri düşünüp kendinizi mutsuz eder misiniz? Yarın güneş olmayacak. Yarın karanlık bir gün. Bu gün güneş var ama kış geldi. Yarın güneşsiz bir gün olabilir. Bu gün sıcak ama yarın havalar soğuyacakmış. Varsayımlarınız günün üzerine kara gölge, içinizde de daralma yaratır. Basit örnekle varsayımların hayatı nasıl etkileyeceği açıktır.

İnsanlarla, olaylarla, eşyalar ve hatta tabiatla olan ilişkilerimizde varsayımlar anı yaşamaktan uzaklaştırır. Henüz olmamış, olacağına da olmayacağına da eşit uzaklıkta durduğumuz fakat geçmiş tecrübelerimizle aynı tekrara düşmek için istek duyarcasına varsayımlar üretiriz. Anı, şimdiyi, tam da nefes alıp verişimizin güzelliğinin farkına varamayız.

Yürümeden yolun durumu hakkında varsayımlar üretir ve yolun sonunu görmeden iyi mi kötü mü karar vermek isteriz. Neden? Yaşamadıklarımızı yaşadıklarımız üzerinden değerlendirir ve olmamış olayların olumsuz varsayımlarının yarattığı olumsuz duyguları kendimize çekeriz?

Derslerine çalışma, sınıfta kal görürsün. Uyuma sen, yarın iş yerinde masada uyuklayıp müdürden fırça ye aklın başına gelsin. Adamı gözüm tutmadı, güvenme ona. Sana zarar verir. Ağlayarak bana gelme. Kazık atsın görürsün. Her şey senin istediğin gibi olmaz. Boşa hayal kurma. O, sana mı kaldı. Aptal olma. Sen mi başaracaksın? Şaşkın olma. Durumunu koru, elindekilere razı ol. Dünyayı, sen mi değiştireceksin? Yanlış yoldasın. Oradan gitme, her zaman ki yolu kullan. Bildiğin en iyisidir. Bilmediğin denizlere yelken açma…

Varsayımlar. Varsayımları neden umutsuz ve olumsuz durumları çağırmak için kullanırız?

Bunu bana bir daha yaparsa, ben de cevabı yapıştırırım. Görür o zaman. Aynı şeyi söylesin, ağzının payını vereceğim. Bana şöyle derse, ben de böyle derim. Öyle olursa, böyle yaparım…

Bunlarda varsayımlar.

Geç gelsin, görür başına gelecekleri. Alsın, alsın da gösteririm o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu. Bunu asla yapamaz. Yaparsa, benimde yapacaklarım var.

VARSAYIMLAR!

Olmadan, olacakların planına durmak. Olmayanları olmuşçasına öfke ve nefretle hayal edip, içlerinde boğulmak. Varsayımlar hayal değildir. Varsayımlar kendimizi şimdiden, tam da olmamız gereken yerden, yaşamdan koparır.

Varsayımda bulunmak yerine, istemediklerimizi, hoşumuza gitmeyenleri, kötü hissettiğimiz durumları, bizi üzen ve kıran davranışları ilk muhatap olduğumuz zaman, olay olurken, biz olayın içindeyken, o anı yaşarken söylesek. Yeniden tekrar etmesini beklemeden, beklerken öfkemizin esiri olup tüm yaşantımızı yakıp yıkmadan. Karşılaştığımız olayın olduğu yer ile ilgisi olmayan, sevdiğimizi ve önem verdiğimizi söylediğimiz insanları, haberleri olmayan varsayımlarımızın hırsı ve mutsuzluğu ile boğmasak.

Varsayımda bulunmak yerine, olmayanı oldurmaya çalışmadan serbest bıraksak. İçimizi ferahlatmak ve genişletmek elimizde. Hayatın yazanı, yöneteni, oynayanı, setçisi, ışıkçısı ve izleyeni hepsi aynı. Dışardan yapılan bir şey yok. İçeri de ne varsa, dışarı da o var. Kim ne yaparsa, kendine yapar.

Hep birlikte varsayımda bulunmaktan özgünleşmeye, olmayanı serbest bırakıp, olacaklara yer açmaya niyet ediyorum. Siz de ne varsa, ben de o var.

 

Sağlıkla ve mutlu kalın 02/12/2020

Gülay Mustafaoğlu

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..