- Kategori
- Deneme
Varsın
VARSIN
İnsan bazen öyle bir an olur ki hiç hissetmediği anda çıkıp gelir karşına. Kalbin vurgun yer darağacına. Hangi gönlün kalbinden bir tas çorba içeriz bilinmez. İçsen de ya acıdır ya tuzludur ya da bilinmez artık buğusu kalmamıştır içini ısıtacak yalnızlığın ayazında. Arkası kesilmez yarınların bitmek bilmez günlerin her dem içinde biriken kelimelerin çoraklaşır gönül bağında. Bir bahar gelse içime ve açılsa tüm çiçeklerim. Bembeyaz bir renge bürünse gönül dergâhım ve gerçek olabildiğin kadar yaşayabilsen kanatlansan o güzelliğe. Dilim tutulsa ve sadece gözlerine anlatıversem o kerameti. Yağmurda ıslandığım kadar gözlerinden de ıslandım kıyafetsiz kalır satırlarım. Sözlerin, dolu gibi yapraklarıma vurdu tüm açan çiçeklerim soldu tedirginliğinle. Salıverdim kendimi senin gönül şehrine ve tüm ışıklarım renk renk aydınlattı kalbimin sensiz sokaklarını.
Sen bana yol verdi o gönül dergâhında. Artık o yolu ben sana veriyorum. Ben bir kere çıktım o safhadan ta ki sen benim yolumdan dönüp bana gelene kadar. Güneşimdin içimi sıcacık ısıtıveren. Yağmurun titretişiyle seninle karşılaşmamla ve gülümsemenle ısınıverdim. Her yanım bir an toparlanıp kapaklanıverdi o kalbin üstüne. Öyle bir yer edinmişsin ki içimde haps olmuşum gözlerine ve kelepçelenmişim kalbine. Kalp damarın ardında kalmışım çıkmak bilmeyen bir karar verilmiş gibi ömür boyu müebbet yemişim gülüşüne.
Sensizliğinle ıslandım her ıslanışımda gözlerimden düşen her damla birer tohum oldu kalbimde sen diye açarak. Umuttur derler içinde sabır çeken. Unutturmuyor zaman işte paramparça eden sen.
Düşünüyorum yorgun bir anım gibi düştün gecelerime. Artık bakmıyorum kendime yıkık dökük bir kent gibi ha yıkıldı yıkılacak gibiyim. İçimden gelmiyor artık özel güzel olup öyle bir edayla uyanmıyorum sabahlara. Ne bulduysam onu çekiyorum üzerime öyle çıkıyorum sokağa. Yarınları düşünmeden günleri didik didik etmeden yaşıyorum sensiz ve çaresiz. Öyle özen büzene yaşayan bir gönül yok. Olduğu kadar yaşıyor bir bakarsın ki ne olmuş diyebilirsin ve içinden geçirirsin. Eski ben ben değil aynı aşk tadındayım ama aynı görüntüde değilim aynı dilde değilim. Daha bir dağınık daha bir sessiz ve daha bir yorgun haldeyim.
Dilimde öyle düşlerin sözleri var ki içimdeki o çocuk ağlıyor ve ben öksüzüm diyor. Bir kerecik te benim başımı okşasan, yastansan bağrıma, hiç olmadığı kadar oluversek ve ardından hiç bitmese diye yenileniyordu satırlarım. Rolüm zor dur ve oynaması güçtü yalnızlığı. Tek başına dans edilir mi desem edilmez bilirim yarım bir ay gibiyim. Ay bile tamamlanırken ben hala tamamlanamayan bir diyardayım yoksul ve öksüz.
Ey kalbim! Uyan.
Gözlerin gözlerime değdi
Selamın selamıma uzandı
Aynı kelam aynı gözlere nakışlardı
Uzanamadığım o sokak öksüz kaldı
Ölüm kollarımda can verirken
Yalnızlığım bana umut oldu
Duyabildiğim kadar sen işlerken ömrüme
Hissedebildiğim kadar içimde
Seni her anınla tamamlarken
Sen hala bilmediğim çözümsüz bir anda ilerlerken
Unutma sen geldiğinde ben uyanacağım
Notum verildi bana
Hala yolun başına bile geçmeden
Bir ses versen dahi yeşereceğim
Ölüm de gelse kâfi diyeceğim
Ve cezam kesildi.
Beklemekteyim öksüz ve yetim
Yoksun ve yoksul ruhumla
Avuçlarımda dualar biriktirdim
Her geçen zamanıma seni ekledim
Eklendikçe düğümlendin
Ve o düğümler nefesim oldu.
Biraz hızlı yaşasam ölecek gibi
Biraz yavaş yaşasam kaybedecek gibi
Eller içimde ukdeler bırakırken
Ben aynı şehirde aynı düşlerde
Yo ol gel bana uyanayım sen uğruna
Zehirlendim gözlerinden sözlerinde
Yok mu pan zehirim kalbinde
Yeniden aşkla yaşatmak ve sevmek için
Delisiyim ben bu varlığımın
Yolcusuyum ben bu yokluğunun
Evet bekliyorum seni
Aşk olsun aşkım daim olsun
Aşkla bekliyorum ve aşk beklemekteyim sabırla
En güzel giysim ömürlük aşk giysim
Onu giyindim ve sukuta büründüm vesselam.