Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vasıflı insan.

Vasıflı insan.
 

Eflatun


<ı>24 Nisan Pazartesi

Sarhoşun biri Eflatun’a sorar: “Bunca bilgiyi nasıl olup da tahsil ettin?” Eflatun şu cevabı verir: “Senin içtiğin şarap kadar kandil yağı harcayarak tahsil ettim.”

Bu anekdot, insanın vasıflı çevrede yaşaması gerektiğini özetler kabiliyette. Günümüz ademoğlu, nitelikli insanı veyahut nitelikli yaşamı, maddiyat penceresinden değerlendiregelmekte.

Daha pahalı olana daha az kişinin ulaşması bir nitelik öngörüsü olmakla birlikte; nitelikli insan olmak demek, maddî duygulardan daha öte bir yaşam algılayışıdır.

Yaşamınıza anlam katmayan, duygu ve düşüncelerinizi eğitmeyen bir sosyal çevre sizi var olma ve verimli üretme duygusundan uzaklaştırmanın amacı içindedir.

Kişinin kendisinin “tanınmadığı”, “olduğum gibiyim”lerin deneyimlenmediği ortamlardan uzak durması gerekir. Nasıl, aslanın vücudu yetiği et parçalarından oluşursa insanın da bilgisi, boşa harcamadığı/harcatılmadığı mekânlarda değer kazanır, gelişir.


<ı>30 Nisan Pazar

Erzurum 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi, darp fiilinden yargılanan üç öğrenciden ikisine, beş yıl süreyle Doğu veya Batı klasiklerini okuyup 10 sayfa özet çıkarma, birine de aynı süreyle kentteki internet kafelere gitmeme cezası vermiş.

İnsan, kitaplardan uzak durarak ıskaladığı dünyaların farkına varamaz. Bir sebep, bir vesile, farklı dünyaların kapılarını açabilir. Bu öğrencilere öğretmenlerinin öğretemediği ya da kazandıramadığı kitap okuma alışkanlığını Ceza Mahkemesi gerçekleştirebilir, kim bilir!

Tabii, piyasadaki kitap özetlerinden uzak kalma becerilerini gösterdikleri sürece. Ağaca su ne kadar lazımsa genç ruhlara da kitap o kadar lazımdır.

<ı>1 Mayıs Pazartesi

Anne babaların okul çağındaki çocuklarına olan ilgisizliği karşısında bir eğitmen olarak şaşırmamak elde değil. Hakikat garibesi gibi duran bir gerçek var ki o da okul- aile iş birliğinin kaybolma derecesine gelmesidir. Daha çocuğunun okuduğu şubeyi bilmeyen hatta çocuğunun kaçıncı sınıfa gittiğinden haberi olmayan ebeveynlerin sayısı kim bilir ne kadar?

Bu durumun nedenlerinden biri de tv kültürünün bol vaatli çekici sunum ve programlarıdır. Bir zamanların “Çocuğum futbolcu olsun, popçu olsun, artist olsun!” istek cümleleri yeniden önümüzde. Bu olsa olsa kısa yoldan statüko eğilimi özlemidir.

Artık, veliler, çocuğunun üniversiteyi bitirince iş bulamayacağına da inanıyor. Gelecekten bihaberleşen ve umutsuzluğa düşen aile düşüncesi, çocuğun da özlemini, isteklerini, isteklendirilmesini törpülemekte.

Netice olarak; düşüncede, hayalde, para kazanmada sanallaşmamaya doğru bir eğilim gerçekleşmiş; tüketim kültürü damarlarımıza kadar işlemiştir. <ı>

 
Toplam blog
: 35
: 799
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Eğitmen ..