- Kategori
- Şiir
Vasiyet
Genç ölürsem, bil ki sensizlikten ölürüm,
Hırka Köyü Camii’nden verilir selam.
Babaevinin bahçesine gömülürüm,
Vasiyet etmiştim geçende, birkaç kelam...
Seyredeyim son kez bozkır insanlarını,
Çınarın altındaki musalla taşından.
Son kez dinleyeyim bozkırın şarkısını,
Yanık süt kokulu bozkır çocuklarından...
Cenaze namazımı kılmak isterlerse,
Yalnız, bozkırın adamları saf tutsunlar.
Ve yakılacaksa bir ağıt gençliğime,
Bozkırın çilekeş kadınları yaksınlar.
Kemiklerime karışmasını istemem,
Bir avuççuk da olsa kentin toprağının.
Mezarım tek başına da kalsa gam yemem,
Yeter ki bozkır yağmurlarıyla yıkansın.
Badem ağaçları fısıldasın usuldan,
Müjdesini bahar kokulu günlerimin.
Yandıkça bozkır toprağı sarı sıcaktan,
Bağrımı bozkır rüzgarları serinletsin.
Hatırım için hoş tutsun gönlünü bülbül,
Boynu bükük biçare güllerimin.
Artık vazgeçsin aşkını gizlemekten gül,
Açılsın sabrı taşmadan bülbüllerimin.
Bu sözüm sana: Ardımdan sakın ağlama!
Hatırla; sana hiç mi hiç kıyamazdım ben.
Kördüğüm olsa da hıçkırık boğazında,
Ağlarsan; varsa sen de hakkım, helal etmem.