Vatandaşın sırtındaki ağır yük!

Hatırlarsak AKP tek başına iktidar olduğunda ülkemiz büyük bir ekonomik krizin içinden çıkmaya çalışıyordu. AKP'den önceki Ecevit Hükümeti'nin ilk adımlarını attığı formüllere AKP Hükümeti'nin ekledikleriyle krizden çıktık. 2002, 2003 ve 2004 yıllarında normale döndük -bizim normale dönmüş halimiz bile bir kriz ortamıdır fakat oralarını karıştırmıyorum-.

Başabakan Erdoğan her zaman ekonominin sağlamlığından bahsediyordu o günlerde. Hatta devletin ekonomisi o kadar sağlamdı ki vatandaşlara bedava kömür dağıtılıyordu. Bu kömürler 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce de -yaz ortasında da- dağıtıldı. Ne de olsa ekonomimiz sağlamdı. Seçim oldu AKP yine ezici bir çoğunlukla iktidar oldu. Bu ezici çoğunluk hükümeti kömüre zam yaptı, elektriğe 3 kez, doğalgaza 5 kez zam yaptı. Faturalar kabardı. Halk yemedi, içmedi faturasını ödedi. Üstelik bu zamların hepsi 1 yıl içinde oldu. Seçimden önce elektriğe zam yoktu, doğalgaza zam yoktu. Bu zamların hepsi AKP'nin bir kez daha "ezici" bir çoğunlukla iktidar olmasından sonra geldi.

Herhangi bir AKP'li yetkili bu yazıyı okusaydı derdi ki: "Dünya ekonomik krizle sarsılırken, biz bu krizden hiç etkilenmeyecek miyiz? Akıl var, mantık var." derdi.

Benim aklıma gelen bir soru: Hani bizim ekonomimiz sağlamdı? Bu zamlar neden?
Bir başka soru: Bu zamlar niçin taksit-taksit yapılıyor?

Düşünsenize elektriğe yapılan toplam %57 oranındaki zammın bir anda yapıldığını, düşünsenize doğalgaza yapılan toplam %82'lik zammın bir anda yapıldığını. Ne kadar büyük bir tepki olabileceğini tahmin edebilirsiniz.

Ciğercinin önünde takılan kedi ve elindeki doğalgaz faturasını ağır geldiği için sallayan amcaları düşünün. Elektrik faturasından tasarruf etmek için ampulünüzü değiştirin. Olmadı ışık ihtiyacınızı bir fenerle karşılayın. Isınma ihtiyacınızı neyle karşılayacağınız konusunda hiçbir fikrim yok, ona da siz bir formül bulursunuz artık. Ne de olsa demokrasilerde çareler tükenmez.