Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '12

 
Kategori
Anılar
 

Vatanımız bizim her şeyimiz.

Vatanımız bizim her şeyimiz.
 

Türkiyem


Yıl 1987. Çalıştığım banka beni Fransa'da bir bankaya staj  yapmam için gönderdi.

Yaklaşık üç saatlik bir uçak yolculuğundan sonra Charles De Gulle hava alanına indik. Uçakta kimlik bigilerimizi yazmak üzere bir pusula büyüklüğünde "kimlik bildirim kağıdı" dağıtmışlardı. Bu kağıda geldiğimiz ülke adını, mesleğimizi vs . hususları yazmıştık. Polis kontrolünde bu bilgi kağıdını istediler. Bayan polise bu kağıdı uzattım. Kağıdı eline alan bayan polis, herhalde Türkiye notunu okuduğundan olacak, yarım metre sıçradı ve dışarı fırlamış gözlerle suratıma baktı. Neyseki karşısında, takım elbiseli ve kravatlı birini ve de kağıtta Banka Müfettişi açıklamasını görünce, sakinleşti. Passaportumu damgalayıp onayladı ve ben de yoluma devam ettim. Ama oldukça şaşırmıştım. Daha en az bir ay Paris'te kalacaktım. Türk olduğumu öğrenen  her Fransız  karşımda böyle  sıçrayacaksa, işim işti yani.

Neyse ikinci aşamada ,hava alanı terminalindeki  servis otobüsünde büyük bir misafirperverlikle karşılaştım. Daha önce Türkiye'de bulunmuş bir fransız mösyö beni terminalden şehir merkezine kadar, kendi özel arabasıyla götürdü. Huzurum yerine geldi. Demek ki dedim, insan adamlar da var, üzülmeye değmez.

Bankanın gösterdiği lojmana yerleştikten sonra, ertesi gün staja başladım.

Aradan bir iki gün geçti. İstanbul'dan gelirken, çalıştığım bankanın hediye etmem için verdiği, deri cüzdanları ve kravatları kontrol ettiğimde, baktım ki, önemli adette azalma var. Sadece kat temizleme elemanında, oda anahtarım bulunuyordu. Tabii bu yüzden o kişiden şüphelendim ve şüphemi, stajyerlerin sorunlarıyla  ilgilenen bankanın yetkili şefine bildirdim.

Aldığım cevap çok enteresandı. Kendi vatandaşını koruyarak, yalan söylediğimi, iftira ettiğimi, kendi ülkelerinde böyle bir şey olamayacağını bana ihtaren belirtti. Suratı mahkeme duvarına döndü. Anladığım kadarıyla benim davranışımı, vatandaşına karşı yapılan bir hakaret olarak kabul etmişti.

Bu ikinci şoktu. Türk olduğum için belki yüzüme karşı söyleyemiyorlardı, ama kafalarında, eskilerin ifadesiyle, bir " istifam " vardı. 

Neyse.

Yine aradan bir kaç gün geçti. Bankada genel  konulardan konuşurken, bir  madam, bizlerin Türkiye'de orta çağ hayatı yaşadığımızı söyledi. Yanımda fotoğraflar  vardı, gösterdim. Tatmin olmadı. Siz İstanbul'da yaşıyorsunuz, Türkiye'de diğer yerler böyle değil  dedi. Bir bakıma haklıydı ama, bir başka mösyö; " Tamam Türkiye'yi övüyorsunuz.  Bengladeş değilsiniz ama Türkiye'siniz demez mi ?

Öyle bir bakmıştım ki mösyöye, ertesi gün sarılık teşhisi koydular. ( Biraz abarttım ama !)

Tek memnun oldukları, götürdüğüm hediyelerdi. Özellikle meyvalı lokumlar. Bayıldılar. Hatta, yarısı boşalmış bir lokum kutusunu, çalışma masama koymuştum. Ertesi gün yerinde yeller esiyordu. Ortaçağı biliyorlardı ama boğazlarına hakim olamıyorlardı.

Sonunda Paris maceram bitti. Bir ay geçmişti.

Yabancı Bankanın ojmanından ayrılıp havaalanına geldim. Uçağın kalkmasına bir iki saat vardı. Free Shop'a bir bakayım dedim. Demez olaydım. Free Shop'a sokmayıp, Türkler en sonra girecekler demezler mi? Şaşırmamak elde değildi. İçimden iltifatlarımı sunmak ihtiyacını duydum. Herhalde kulakları iyi çınlamıştır.

İki saat geçmişti. Uçağa davet edildik. Ama bu sefer "Türkler sağ tarafta beklesinler, ikinci anonstan sonra içeri alınacaklar" dediler? Yine nevrim döndü, fakat yapacak bir şey yoktu. Koyun gibi bir köşeye çekilip, ikinci anonsu beklemeye başladım.

Vatanıma kavuşmak hayaliyle güzel bir yolculukla geri döndüm. Vatan toprağını öpmenin nasıl bir duygu olduğunu çok iyi anlamıştım.

Vatanın; özgürlük, mal, mülk, anne, baba, evlat, din, hava, su, mutluluk demek olduğunu yaşayarak çok daha iyi anladım.

Vatanın yoksa hiçbir şeyin yoktur. Yaşamın da yoktur, yarının da.

Onun için tek yumruk olup, vatanımıza göz dikenlerin başlarına balyoz gibi inmeliyiz.

Canımızı vermeliyiz bu vatana, canımızı !

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..