Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Dünya
 

Vatikan, katliama onay verdi mi?

Vatikan, katliama onay verdi mi?
 

Gazze ve hemen ardından Davos'ta yaşananlar, ortaya koyduğu sonuçlar bakımından tüm dikkatlerin hala bölge ülkeleri üzerinde kalmasını sağlayacak türden, her biri ayrı ayrı fakat kendi içinde dünya gündemini derinden etkileyebilecek önemdeki gelişmeler oldu. Taraflar için tarafsız kalabilmenin nerede ise imkansız hale geldiği bir süreç yaşanıyor şimdilerde. Uzlaşı yerine ayrışmayı, hoşgörü yerine dayatmayı esas alan yaklaşımlar, artık bölge sınırlarını aşarak tüm dünya sathında yaygın bir şekilde kabul görmeye başladı.

Bugün, Almanya'nın etkisiyle Vatikan bile, her nedendir bilinmez birden bire tavır değişikliğine giderek Hitler'in Yahudi katliamını abartılı bulan radikal katolik gruplarla kendi arasına bir mesafe koyma telaşına kapıldı. Almanya ve Vatikan, biri Avrupa birliğinin siyasi liderliğine oynayan diğeri ise katolik dünyanın kalbinin attığı yer olan Avrupa'lı iki ayrı bölgesel aktör. Ama garip olan şey, bu iki odağın geçmişten bugüne İsrail ve Ortadoğu ile olan ilişkileri ve bunların zihinlerde çağrıştırdığı sembolik değerler. Sanki her ikisi de itina ile hazırlanmış bir plan kapsamında aniden gündeme gelmiş ve bu duruma ne demesi gerektiğini tam olarak kestirememiş şaşkın ikili gibiler. Bundan başka, bölgesel bir güç olarak sırasıyla İran, Rusya, Mısır gibi ülkelerin silahlanma ve askeri, teknolojik alanlardaki rekabet ve açılımları ve bu gelişmeleri bulundukları yerden kaygıyla izleyen Amerika, İsrail ve diğer batılı ülkelerin eylem ve söylemlerindeki üslup, bölgede giderek yükselen tansiyonun hangi boyutlara ulaştığı hakkında bizlere fazlasıyla bir fikir veriyor zaten.

Bölgede bulunan her bir unsurun böylesi bir hayat memat derecesindeki önemli bir konuda varlık gösterme çabaları acaba ne ile izah edilebilir? Bu olup bitenlerin yalnızca petrol için yapıldığını söylemek yeterli olur mu hiç? Elbetteki hayır. Bölge hakimiyeti için verilmiş olabilir mi bu kavgalar? Sanırım aranan cevap buda değil. Peki, öyle ise nasıl açıklanacak tüm bu yaşananlar?
Petrolün bölge ülkeleri ve onlarla işbirliği içinde olan müttefikler için başlı başına bir ekonomik refah ve güven kaynağı olduğu doğru fakat gerek bunun paylaşımında ve gerekse bu kaynağa ekonomik bir değer kazandıracak olan piyasa ve dengelerin oluşturulmasında bu yönetimlerle bir işbirliğinin sağlanmasından sonra ortaya çıkan sonuçlar bütün tarafları hoşnut bırakmaya yetip artmıştır. Bu konuda izlenen yöntem ve usuller, siyasi ve politik yaklaşımlardan arındırılarak bölge şartlarına uyarlanmıştır. Dolayısı ile buradaki problemin kaynağı olarak yalnızca petrol rezervlerinin düşünülmesi, değerlendirme yaparken hatalı sonuçlara ulaştırabilir bizleri. Öte yandan, bölgenin tansiyonu kontrol edilerek şiddet ve gerilimin en azından bugünkü kadar tırmandırılmadan yönetilebileceği gerçeği ise bölgede ABD'nin varlığından önce zaten görülüp anlaşılmıştı.

O halde burada olup bitenleri anlamak için başka ihtimaller üzerinde durmak gerekiyor. Mesela, ekonomik alanda, petrol rezervlerinin paylaşımındaki bu uzlaşı örneği, niçin bir türlü siyaseten gösterilemez? Bölge üzerinde yürütülen kirli siyasi tercihler, bunca akan kan ve göz yaşına rağmen hangi vicdan sahiplerinin yüzünün gülmesine neden olabiliyor?

Sahi tecrit edilenler gerçekte kim orada Gazze mi yoksa onun ardında vicdan sahibi tüm bir dünya insanlığı mı?

 
Toplam blog
: 177
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

1965 Almanya doğumluyum. Atatürk üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olup, öğretmen olarak çalışm..