Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

26 Şubat '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vaz geçmeyi bilmek özgür olmaktır!

Vaz geçmeyi bilmek özgür olmaktır!
 

Her türlü ötekileştirmeye rağmen “vaz geçmiyorum” diyenler kaybetmekten korkanlardır ve kendi kanatları ile uçmayı beceremeyenlerdir.


Her şeyden önce vaz geçmenin bir tercih meselesi olduğunu bilmememiz gerekmektedir.

Her ne kadar çocukluğumuzdan bu güne kadar “vaz geçmenin” teslimiyet olduğu,”pes etmek” olduğunu anlatsalar da aslında “vaz geçmenin” bazen insanı özgürleştirdiği ve daha farklı kazanımların önünü açtığını bilmekteyiz.

Mesele, onurunun zarar görmemesi için bir makamı bırakmak özgürlüğe ve özgüvene atılan çok büyük bir adım değil midir?   

Vazgeçebilmek…

Aynı zamanda büyük bir güçlülüktür! Vaz geçeni güçlü kılmaktadır. “Zillet altında çalışmaktansa vaz geçerek onurlu yaşamak cesarettir.

Kendi kanatlarına güvenmektir.

Vaz geçebilmek aynı zamanda senin yaşamına ipotek koyanlara meydan okumaktır.

Vaz geçebilmek, makam mevki için, hiçbir şeye, hiçbir kişiye, hiçbir düşünceye bağımlı olmadığımızı göstermektir.

Vazgeçmek, yürekliliktir!

Vaz geçebilmek, bir başkasının ne düşündüğünü, ne söylediğini hiç umursamadan, doğru bildiklerimizin peşinden gitmek, kimi değerleri arkamızda bırakarak yolumuza devam etmektir.

Vaz geçebilmek özgürlüğe kanat açmaktır.

 Vaz geçmek bazılarına göre işin kolayını seçmek ve “pes” etmek olarak algılanabilinir. Oysaki bazı şeylere diyet ödemektense, cesurca kendi yoluna gitmek gerekmektedir.

Önemli ve doğru olan, doğru zamanda vazgeçmeyi bilmektir.

Yalvarmadan, yakarmadan, değerlerinden ödün vermeden…

Her türlü ötekileştirmeye rağmen “vaz geçmiyorum” diyenler kaybetmekten korkanlardır ve kendi kanatları ile uçmayı beceremeyenlerdir.

“Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar.”Diyen Can Yücel’in şiiri duygularımıza tercüman olmaktadır.
 Bakın nasıl anlatmış vaz geçmeyi…

“ Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.

Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
Ama hata insana mahsustur dedim.
Affettim, af diledim.
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.
Ama asıl unuttukları şuydu;
Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar…”

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..