Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Ve ben sadece izliyordum onları !

Ve ben sadece izliyordum onları !
 

İki kişilik yalnızlıktı yaşadıkları….

Kadın, geçmişin bıraktığı birikimler içersinde boğulmuş ve kendini dünyasına kapatmış günün getirdikleriyle yaşamaya çalışıyordu…

Ne bir beklentisi, ne sarıldığı bir hayal , ne de umut vereceğine inandığı bir geleceği olma düşüncesinden uzak, yaşayıp gidiyordu….

Adam da tıpkı onun gibiydi, sıkışıp kalmıştı hayatın bir deminde…

Aynı duygular ikisini de bürümüştü, çaresiz sokak kedileri gibiydi ikiside…

Tıkanıp kalmışlardı ikisi de hayatın ortasında , kilitlemişlerdi hayallerini , somurtgan yüzlerle hayata devam etme sürecini başlatmışlardı , içlerinde. Bunun farkında bile değillerdi….

Ve ben sadece izliyordum onları….

Hayatın tesadüfleri karşılaştırmıştı ikisini , birbirlerine bakınca kendi aynalarını görür gibi olmuşlardı karşılarında…

Adam kadına bakınca kendini , kadın adama baktıkça kendini görmüştü., aynanın yansıması gibiydi gölgede beliren…

Yabancı gelmemişti anlattıkları , yıllardır birbirini tanıyan iki dost , iki kardeş , iki sevgili ya da iki karı koca gibi bakabilmişlerdi birbirlerine….

Adam anlattıkça geçmişini , çaresizliklerini kadın aynı ruh birikintilerinin kendiyle benzeşmesinin aynı dili konuşabileceğine inanmış olmanın gerçeğiyle karşılaşmış sıkı sıkı sarılmıştı adamın anlattıklarına ve anlatacaklarına…

Yılgınlığın , çaresizliğin ortasında gerçekleşen bu karşılaşma ben olmaktan uzak biz olabilmeyi öğretmişti ikisine de….

Ve ben sadece izliyordum onları….

Şimdi daha farklı bakmaya başlamışlardı ikiside hayata . Somurtgan , umutsuz tavırları yavaş yavaş silinmişti yüzlerinden , yaşamlarından…

Birbirlerini tanıdıkça daha çok sarılmışlardı birbirlerine daha çok sevmeye başlamışlardı kendilerini ve hayatı…

Birlikte keşfetmişlerdi yaşamın tadının aynı dili konuşmakta , aynı yöne bakabilmekte olduğunu ve ruh eşinin varsayılan inançlarının gerçekliğine…

Ve ben sadece izliyordum onları….

Günler geçiyor ilişkileri yoğunlaşıp aşka bırakmaya başlıyordu kendini…. Soluk almak gibiydi birbirlerini görüp, seslerini duymak….An be an düşünceleri ve hayalleri aşklarının görüntüsünü almaya başlamıştı…

Birbirlerinin yokluğunda bile o görüntünün esiri olup başka düşünceye yer vermemeye başlamıştı ikisi de…

Sadece yan yanayken özledikleri tebessümlere kavuşabilmiş ayrıyken , yine kendini kapatma durumlarını yaşamaya başlamışlardı…

Mutluluk onlara göre ; birbirini bulmuş bu iki insanın çevresinde dolanıyordu…

Tanıklığına daha önce varamadıkları güzelliklerin farkına birlikte varmaya başlamışlardı….yeniden keşfediyordu ikisi de hem kendini hem yaşamı….

İlk öpücükle başlamıştı tensel keşifleride…Adam kadının dudaklarına hiç beklemediği bir anda sıcak busesini dokundurmuştu… Bu busede her şey vardı ; kadın daha önce hiçbir tende hissedemediği bir tatla karşı karşıya kalmış , başka tenleri veya teni tanımış olması bile , ona bu tadı hissettirememişti…

Farklı bir şeydi ; öncesi yoktu… bu busenin içinde sıcaklık vardı , aşk vardı , sevgi vardı… Şehvet duygusundan uzak , samimi bir şeyler vardı….

Aşk sarhoşluğuna soyunmaya başlamıştı ikisi de…

Ve ben sadece izliyordum onları…

Tensel birleşimleri keşif gibi birbirlerini ve kendilerini tanıma süreci gibi ilerliyordu. Daha çok aşık oluyorlardı paylaştıkça , birleştikçe ….

Yaşam fonksiyonları sonuna kadar “ ben de varım ve yaşıyorum ” deyip haykırma isteği uyandırıyordu…

Mutluluk sarmalıyordu ikisini de ….Aşkın ne inanılmaz bir duygu olduğunu fısıldar gibi bakıyorlardı birbirlerine…

Korkuyorlardı da bu duyguları kaybetme zavallılığından…Çığ gibi büyüyordu oysa aşkları....

Öyle inanlımaz bir bağdı ki bu ; ikisi de anlatmaktan aciz kalıyordu…

Birilerine anlatınca inanılmaz ve inkar edilir endişesini taşıyorlardı…. Daha önce onları da aşkın büyüsüne inandıran olmamıştı , korkuları bundandı….

Şimdi ise ; o inanmadıkları, sadece anlatılan hikayelerden tanıdıkları , ne çevrelerinde , ne kendilerinde göremedikleri , varlığından yoksun oldukları duyguyla , aşkla karşı karşıyaydılar…Aşka ; birbirlerini tanıdıkça yelken açmış aşkın yaşam fonksiyonlarındaki hızlandırıcı , mutluluk verici etkilerini kendilerinde izlemişlerdi….

Ve artık inanıyorlardı aşka….

Aşk vardı ve vazgeçilmesi zor kalp atışıydı… hayata bakışı değiştiren , mutsuzken mutluluğu hissettiren kişinin kendi ve karşısındakinin keşfine sebep olan tensel birleşmenin bile ne muhteşem bir duygu ve heyecan olduğunu ispatlarcasına “ ben varım “ dedirten hayatsal gerçeğine inanmışlardı….

Ve ben ; “evet” bense sadece izliyordum onları….

 
Toplam blog
: 73
: 717
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

1979 D.bakır doğumluyum. AÖF bankacılık bölümü okumaktayım. Yazmayı çok seviyorum, hayata bağlayıcıl..