Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Ve bir çocuk

Ve bir çocuk
 

Gazze'nin Bombalanışı.


Gazze, Filistin’de 1948 yılında İsrail işgalinin gerçekleştirildiği olayların tam ortasında bulunan yerlerden biri. 1948 İsrail-Arap savaşı sonrasında Mısır’ın denetimine geçmiş, bu yıllarda İsrail’in vatansız bıraktığı Filistinlilerin sığındığı bir yer olmaya başlamıştı. Bu nedenle nüfusu oldukça yoğun olan bir bölge konumundadır.

1967 yılında Gazze’yi tekrar işgal eden İsrail bu işgaline bölgeyi askeri ve ekonomik abluka altına aldıktan sonra 2005 yılında son verecektir.. Bu abluka sonrasında İsrail rahat bir şekilde Gazze’de faaliyet gösteren -başta Hamas olmak üzere- örgütleri daha rahat kontrol edecek ve istediği şekilde ezecektir.

2007 yılında en üst seviyesine çıkan El Fetih- Hamas arasındaki mücadele sonrasında, Hamas, zorda olsa El Fetih’i Gazze’den çıkartır. Bundan sonrasında ise İsrail bölge üzerindeki kısıtlamalarını ve ablukayı daha da sıklaştırır. Bölge ekonomik bakımdan yaşanmaz bir konuma getirilir. İşte geçtiğimiz hafta – daha önce Hamas ile İsrail arasında imzalanan altı aylık- ateşkes antlaşmasının bittiği tarihti. Hamas, İsrail’in ambargoyu ve ablukayı gevşetmemesi nedeni ile ateşkesi uzatmayacağını açıkladı. Ve sonrasında…

Evet, ve sonrasında İsrail son yılların en büyük katliamlarından birini gerçekleştirdi. Günlerce hava sortileri ile vurduğu Gazze’ye bu sefer de tankların desteğinde kara harekâtı kapsamında yirmi bin askerle girdi.

Çoğumuz, yapılan sortileri ve atılan bombaların aydınlattığı Gazze semalarını oturduğumuz koltuklarımızda umarsızca televizyon ekranlarında seyrederken, oralarda bir yerlerde insanlık dramının yaşanmakta olduğunun ayırdın da bile değiliz. Çünkü emperyalizmin yalanları ile bir şekilde işgal ettiği Irak topraklarında yaşayan halklara yaptıkları karşısında, yapılan insanlık ayıbını, kan ve barut kokuları altında üst üste yığılan ceset yığınlarını seyretmekten, olayları gazete sayfalarında okumaktan, savaş makinelerinin kan kusan namlularında etrafa yayılan vınlama seslerini dinlemekten başka ne yapmıştık? Irak halkı için, barış için nasıl bir adım atmıştık? Filistin ve Gazze için nasıl bir barış süreci hayal etmekte ve kurgulamaktayız?

Filistin’deki katliamın esas sorumluları olan ABD ve İsrail’e karşı çıkamayan Ortadoğu’daki sağcı Arap toplumlarının ihanetine bir kez daha tanık olmakta ve kayıt altına almaktadır tarih. Ve o tarih suçsuz ve günahsız Filistinli çocukların parçalanmış cesetlerini, çaresiz insanların feryatlarının göğe yükselişini, kan ve barut kokuları içinde yaşanmakta olan acımasızlığı, çıkarcılığın en son noktası olan insan hayatı üzerinde siyaset yapma çabalarını da kayıt altına almaktadır.

Sert açıklamalar yaparak kendi tabanına hoş görünme çabalarının yanı sıra ABD’yi kınayan tek satırlık açıklamaların yapılmaması da dikkat çekiyor. Yaklaşan seçimler öncesinde Filistin pastasından yüzsüzce pay kapma çabalarına tanık oluyoruz.

Ve bir çocuk…

Bir elinde tuttuğu oyuncak bebeğini göğsüne bastırırken diğer eli ile yerde kıpırtısız yatmakta olduğu kardeşini gösteriyor… Ve iki dudağı arasında…

Anne, kardeşim neden uyuyor? Ne zaman uyanacak?

Sorusunu soran kelimeler patlıyor.

Annesinin ise yerde cansız yatmakta olan yavrusunun üzerine daha bir kapanarak, gözyaşları ve feryatları arasında…

Uyanacak yavrum uyanacak derken hıçkırıklara boğulmasına tanık oluyor o küçük çocuk.

Dışarıda ise acımasızlığın yok ettiği, feryatların ayyuka çıktığı, insanların evlerinin en kuytu köşelerine sığındığı ve daha da vahimi olan bitenleri ve savaş makinelerinin attığı bombaların aydınlattığı gökyüzünü, havai fişek patlamalarını seyredercesine seyreden birilerinin yaşamlarına tanık oluyor tarih.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..