Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Ve bir gün

Ve bir gün
 

Dünyaya gelen ilk ses ağlayan bir bebeğin sesidir. Kulakları çınlatan o ses bir merhabadır aslında. Konuşacak ne dermanı vardır ne de dili konuşmaya yeterlidir. Karşılaştığı ilk insanlar onları dünyaya getiren ve poposuna bir şaplakla onu gerçek hayatla tanıştıran doktor ve ebeleri. Annesi bitmiştir. Doğum onun hayatında göremediği bir bitkimlik ve yorgunlukla esir almıştır. Fakat sonuç mutluluğun doyumsuz olduğu noktaya ulaşmıştır.

İlk aylar ve yıllar onun için gerçek hayatın tanınması ve çevrenin öğrettikleri ile geçer. Anne ve baba için toz pembe mutluluğun yanında uykusuz geceleride habercisidir. İşkence gibidir aslında o günler. Uyumak istersiniz tam daldım dersiniz ama acı bir iniltiyle ayağa fırlarsınız. Çok nazlıdır bebekler ve bu nazları bazen insanları bıktırma noktasına bile gelir.

Yıllar hızlı geçiyordur. Bir bakmışsınız anaokul ve ilk okul yılları. Ne çabuk gelmiştir o yıllar. Okul derdi önemlidir. Nereye kaydedeceğiniz ve servis işleri kafanızı oldukça meşgul eder. Derken yalan dünya sizlere geçek yüzünü göstermeye başlamıştır artık. Lise yılları ve üniversite yılları çocuğunuzun hem kişiliğinin oturması olgunluk dönemi karşınıza çıkar. Artık ikilemlerdedir ve asi bir yapısı vardır. Sizden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlar. Aslında daha bu bir başlangıçtır ve farkında bile değilsinizdir.

Ve bir gün gelir karşınıza birini çıkarır. İlk etapta arkadaş olarak tanıştırır sizinle. ek telaşlanmazsınız sadece temkinli davranırsınız. Nasıl birisi çocuğuma iyi davranır mı diye. Onu kötü yollara görür mü diye bazen gizliden gizliye takip edersiniz. Elbiselerini, uyurken vücudunu ve eşyalarını hep kontrol edersiniz. Aslında zamanla sizden uzaklaşıyordur. Artık beklediğiniz o son size daha yakındır. Gün gelir evlenmek istediğini belirtir. Ve evleneceği kişinin sizi tanıştırdığı o kişi olduğunu söyler. Hiç beklemiyorsunuzdur şok olursunuz. Biran şaka gibi gelir size ama maalesef gerçektir.

İstesenizde istemesenizde artık çocuğunuz yuvadan uçmak üzeredir. Hazırlıklara bir heyacanla başlarsınız. Düğün olur ve artık ayrılmak vakti gelmiştir. Ağlamak istersiniz ama başaramazsınız. İçinizde derin fırtınalar kopmaktadır. Bir yerleri yıkmak ve bu hırsı dışarı vurmak istersiniz. Kim bilir belki kaynanaların sevilmeyişi bu yüzdendir. Belki de çocuğunu ondan uzaklaştırdığınız için duyduğu nefret duygularının dışa yansımasıdır. Kim bilir...

 
Toplam blog
: 196
: 493
Kayıt tarihi
: 28.06.07
 
 

Doğayı seviyorum. Onun içinde yaşamayı ve güzelliklerini tatmayı seviyorum. Yaşamayı ve hatta ölü..