Ve boğa kurban edilir!

Her Kurban Bayramı’nda, kurbanlık olmaya direnen boğa ve danaların kaçış serüvenleri, herkesin ilgisini çeker.

Durumun farkına varan kimi medya mensupları, yurt genelinde kaçan bir dana ya da kaçan azgın bir boğa görüntülemek için yoğun mesai sarf ederler.

Boğalara nispeten, danalar daha uysal sayılırlar. Kaçış sonrası, kısa sürede yakayı ele verirler. O nedenle fazla ilgi çekmezler ve izlenme reytingleri de düşüktür.

Ama boğalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Onların kaçışları bir başka olur. Saatlerce yakalanmadan kaçmayı başarırlar ve kaçışları hayli ses getirir.

Her zaman olduğu gibi, kurbanlık sahibi ya da sahipleri, çevre sakinleri, belediye görevlileri, emniyet ve basın mensupları; şehrin en kalabalık ve en gözde yerlerinde, tam kadro kaçış sahneleri icra ederler.

İhtiyaç gereği, ilkin kurbanlık almak üzere, kenar mahallelerde kurulu kurbanlık satış yerlerinden birine gidilir. Satın alma işleminden sonra, sıra kurbanlığı teslim almaya gelir.

Kaçmayı kafasına koyan kurbanlık, teslim anını kollar. O anda oluşan kaçış pozisyonunu iyi değerlendirmeye gayret gösterir. Anı iyi değerlendiren kurbanlıklar, genellikle kaçmayı da başarırlar.

Kaçış esnasında, eli sopalı ve bıçaklı insanlar... Uyuşturucu iğneli, coplu ve silahlı görevliler... Birlikte bir kovalamaca yaşanır... Kurbanlık önde, onlar arkasında...

Boğanın, yaklaşanlara saldırması, ayağını yere sürerek, burnundan soluması, önüne kurulan setleri aşarken, yerle bir etmesi ve kıstırmaya çalışan araçları boynuzlaması; heyecanı doruğa çıkaran sahnelerdir.

Kaçan boğa, yakalandıktan sonra, geride bırakılan manzara fazla iç açıcı değil!

Yaralı insanlar... Hurda araçlar... Felç olmuş trafik... Yorgunluktan bitap düşmüş kurbanlık boğa...

Derken, sıra kurban görevini eda etmeye gelir. Eli bıçaklı adam tekbir getirerek, son hamleyi yapar...

Ve boğa kurban edilir!