Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '11

 
Kategori
Kitap
 

Ve Ceyda, Aşkın C Şıkkı

Ve Ceyda, Aşkın C Şıkkı
 

Hep öyleydi, gizledi.


 

"Ata Bey, Hasan Bey görüşmek istiyor."
"Ata Bey, yarın görüşebilir miyiz?"
"Ata bey, daha fazla bekleyemeyiz."

Öyle sıkıldım ki... Yaz tatilini hedefledikleri için bir aydır başımın etini yiyordu yayınevim. Aşk hikayelerini sever ya tatilciler! Oysa ben kararsızdım. Puzzle'ın taşları bir türlü yerli yerine oturmuyordu çünkü. Ben kitaplarımı konunun geçtiği ülkelerde yaşayarak yazıyorum. BOI, BOV ve BOS gerçek hayatımdan nice bölümler içeren, gerçek kahramanlarıyla sanki birer tiyatro eseri gibi yazılan kitaplar. Mekânların, konuların, kahramanların gerçekliğiyle övünüyorum. Gerçek hayatı onlarla paylaşmaya devam ediyorum. Ama çılgın ruhum nasıl bir ters köşeye yatırdıysa beni, 21 Temmuz 2010 akşamında bambaşka bir kitap yazmaya başladım. Hem de ne haz ve hızla! Anladım ki bitirince rahatlayacaktım ve iki ayda da bitti zaten. Altı aylık dinlenme süreci, editoryal kontrol, kapak baskısı, sayfa düzenlemesi de tamamlandı ve baskıya girilmesi için nihai onayım bekleniyordu.

O onayı bir türlü veremedim, hadi basın diyemedim. Çünkü beni rahatsız eden bir şey vardı. İçimdeki bir ses bu haliyle basılmaması gerektiğini, koyu gri hüznü masmavi bir gökyüzüyle örtüp tarihe lay lay lom miras bırakmamamı söylüyordu.

Ceyda dahi rüyalarıma girip, "Sen kendi ruhunun Ceyda'sını yazdın. Ama ben o satırlardan çıktım. Berke'yi de Ali'yi de seviyorum; ama Berke'yi terk etmeyeceğim, ondan boşanmayacağım. Ali her zaman dışarıda duracak. O'nu da çok sevdiğimi bilecek; ama ben ne verirsem onunla yetinecek. İşte bu nedenle o saçma salak satırlarını kitap basılmadan düzelt istersen. Yok ayaklarım yerden kesilmişmiş, gözlerimi kırpıştırıyormuşum, Ali'nin evlenme teklifini kabul etmişim, Berke'yi, Sıla'yı savurmuşum! Yok öyle bir şey. Evet, Ali'yi de çok seviyorum ve benim için çok değerli; ama hepsi bu. Mevcut düzenimi bozacak kadar aptal mıyım ben? Sıla'yı ailesiz bırakır mıyım hiç, sonra onun gözlerine nasıl bakarım? Kitaptaki; gözlerini aşk bürümüş, uçuşup duran kadın değilim ben!" demişken, ben Aşkın C Şıkkı'nı mutlu sonla biten bir kitap olarak nasıl yayınlardım! Aslında olmayan bir Ceyda karakteriyle Ali'yi nasıl mutlu ederdim! Ve kabul etmekte çok zorlansam da beni rahatsız edenin ne olduğunu sonunda buldum.

Kitaptaki Ceyda rüyamdaki Ceyda olmalıydı. Biliyorum, Ali için korkunç bir gerçek; ama bu kitap zaten böyle yazılmalıydı.

Dostlar, Mayıs ayı içinde raflarda olması beklenen Aşkın C Şıkkı'nın basımını durdurdum! Ali'nin Ceyda ile uçakta karşılaşma anından sonrasını tekrar yazmaya başladım. Ama bu sefer kendimi Ali'nin yerine koyarak yazıyorum. Çünkü işi oldukça zor ve yazarın desteğine ihtiyacı var. O'nu yazarken hüznüm katlanıyor, zaman zaman gözlerim doluyor; Ceyda'ya ise çok kızmakla birlikte şaşırıyorum da. Demek ben kendi ruhumun Ceyda'sını yazmışım ve aslında o öyle değilmiş. Dürüstlüğünün mükâfatı olarak da yeni Ceyda'yı yazmak şart olmuştu.

Sanırım kitabın yeni hali haziran ayı içinde bitmiş olacak. İstanbul Kitap Fuarı'nda tanıtmayı planladığımız BOS'u Adana Kitap Fuarı'na öteleyerek, Aşkın C Şıkkı'nın onun yerini almasını planlıyoruz.

Artık kabul etmeliyim ki mutlu romanlar, öyküler ve şiirler yazamayan bir yazar olarak, Hüzünbaz kimliğini fazlasıyla hak ediyorum.



http://blog.milliyet.com.tr/Ata__Askin_C_Sikki__/Blog/?BlogNo=288098

http://blog.milliyet.com.tr/Ceyda__Sevgili_ler__Gunu__/Blog/?BlogNo=289062

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..