Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '15

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ve evlendik!

Ve evlendik!
 

alıntıdır


Eksikler tamamlandı mı, davetli listesi hazır mı, davetiyeler ulaştı mı, tadilat bitti mi, mobilya geldi mi derken sonunda beklenen gün geldi ve evlendik. Ne garip bir hismiş meğer…

Düğün günü geldiğinde ve uyandığında bir şeyler boğazında düğümleniyor sanki. Her zaman ki gibi yatağında açıyorsun gözünü ama akşam geleceğin ev yıllardır yaşadığın yuvan değil daha önce hiç kalmadığın yeni bir yuva oluveriyor.

Bir yandan da sevdiğin insan ile olacağın için ayrı bir heyecan duyuyorsun. Biz nikah gününe gelinceye dek birbirimize olan saygı, sevgi, anlayış ve şefkatimizi hep koruduk. İkimizde bu yola “hayırlısıysa” diyerek çıktık ve Allah’ın izniyle hayırlı olanın birlikteliğimizin ölümsüzleşmesi olduğunu gördük. Ne mutlu…

Allah seven herkese birlikte yaşlanmayı nasip etsin.

Gelelim büyük güne…

Kuaför de geçirilen saate normalde tahammül edemeyen ben, o gün neredeyse patlayacaktım gerginlikten. Kalbim dört nala koşuyor sanki. Bir yandan da başımda bir kalabalık. Saç, makyaj vs.

Anneme takılıyor gözüm hep. Düşünceli ama sakinliğini koruyor. Mutlu ama bir o kadar da buruk. Özleyecek beni biliyorum. Bende onu, onlu kahve sohbetlerimi özleyeceğim. Allah başka ayrılık vermesin. Ama biz birbirimize fazlasıyla bağlı olduğumuz için normalden daha fazla etkileniyoruz. Ablam, ağabeyim, yeğenim, halam yanımda. Babam evde bekliyor. Nasıl göz göze geleceğiz bilemiyorum.

Kıymetlim, ilk aşkım, sevdiceğim. Nasıl da üzerime titrediniz yıllardır… Nasıl da el bebek gül bebek yaşattınız beni. İyi ki sizin kızınız olmuşum. İyi ki bu ailenin bir ferdiymişim.

Tam kuaförden çıkarken Beyzoşum geliyor. İkinci ablam. Nasıl da hevesle koştun her şeyime. Nasıl güzel bir dost oldun bize.

Kuaförden fotoğrafçıya, fotoğrafçıdan sıkışık bir trafikle yola derken sonunda geldim baba evime. Babamla baktık birbirimize uzun uzun. Hem beğeni, hem hayranlık, hem de şimdiden oluşan büyük bir özlemle. Ağlamak yoktu! Olmamalıydı! Çünkü bu mutlu bir gündü ve her anne baba evladının evlendiğini görmek isterdi. Salona oturduğumda bir yanımda ablam, bir yanımda ağabeyim.

Kardeş can yarısı. Hiçbir arkadaşlığa benzetmiyor ve kimseyi aratmıyor. Gözünden sakınıyorsun adeta. Yeğenlerim, kardeşlerim, akrabalarım, annem ve babam evde. Daha ne ister bir gelin :)

Canım ablam bir şeyler yediriyor bana acıkmışımdır diye. Eniştem söyleniyor “gelinliğe dökeceksiniz sırası mı şimdi?” diye.

Yaren’im (yeğenim, ilk göz ağrım) fotoğraflarımı çekiyor poz poz. Yarkın’ım (diğer yeğenim, miniğim) sessizce beni inceliyor. Bir o kadar da şaşkın.

Derken araba kornaları, davullar mahallede bir kıyamet kopuyor… Hep görüp merakla izlediğimiz gelin alma merasimi. Belki de evliliğe atılan adımın ve ailenden ayrılmanın en etkileneceğin yeri…

Devamı bir sonra ki yazıda…

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..