Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '18

 
Kategori
Siyaset
 

Ve İnsan(lık)!!!

Seçimler gerçekleşti, artık rahat bir nefes alabiliriz diye düşünüyorum…

Hatta artık ne politika okurum, ne de politika hakkında yazarım diye düşünüyordum…

Ama olmuyor…

Haberlere bakmadan, köşeyazarlarına uğramadan yapamıyorum. Esasında bu yaz aylarında insanı üzecek, dertlendirecek, strese sokacak konulardan uzak durmak en iyisi…

Gerçekten de en iyisi kafanızı dağıtacak, kendinizle başbaşa kalabileceğiniz farklı alan ve konularda kitap okumak, bu süreçlerde değeri ölçülemeyecek bir aktivite olsa gerek…

Yalnız, dediğim gibi, insan ara sıra da olsa gazetelere ve köşelere bakmadan yapamıyor. Uzatmadan meramımı anlatmak niyetindeyim…

*

Tamam… Seçimler yapıldı ve galip belirlendi. Muhalif saflarda yer alan köşekadılarının (Rahmetli Hakkı Devrim’in deyimidir.), hâlâ yaşadıkları hayalkırıklıklarını, kırgınlıklarını, içinde bulundukları psikolojik gel-gitlikleri rejim tehdidiyle bağdaştırmaları, nasıl okunmalı ve analiz edilmelidir, bilemiyorum.

Takip edebildiğiniz gibi son günlerde, hatta gün demeyelim epeydir toplumumuzu meşgul eden husus: Toplumun değer yargılarının gittikçe aşınması, ahlâk yapısının gittikçe dejenere olması üzerine artan şiddet eğilimli davranışların ülkemizde yarattığı yankı…

İnsan denilemeyecek mahlûkatların, bu evrende en değerli insan yavrularına tasallut olmaları ve onları aramızdan almaları veya duyduğunuzda dimağınızın kabul etmesi mümkün olmayan isteklerinde bu yavrucakları kullanmaları…

En son tahlilde rejim ve medeniyet hususuyla çakışıyor.

*

İnsanlıktan nasibini alamamış mahlûkatların insanlığa karşı işledikleri suçlardan ötürü siyasal iktidarları sorumlu tutmak, bilemiyorum, bana pek rasyonel gelmiyor.

Cumhuriyet rejimi ya da Atatürkçülük veya Atatürk ilkeleriyle masum insanlara karşı işlenen suçların ne ilgisi var, anlayabilmiş değilim.

Biliyorsunuz, ülkemizde siyaset çok keskin olarak yapılmakta. Ne insanlar birbirini anlamak için çabalıyor, ne de empati denen duygudaşlığı işletebiliyor.

Varsa yoksa birbirini karalamak, birbirini altetmek üzerine kurgulanan bir siyasal düzen…

Ülkemizde gerçekten de bir anomi yaşanmakta. Sosyolojik yaşantılarımıza bir deregülasyon hâkim olmakta. Hiç te Türk toplumuna yaraşmayacak olaylarla hop oturup hop kalkıyoruz.

Sosyolojik temelli tecrübe ettiğimiz vakaların müsebbibini siyasal kadrolarda aramak, siyasetçileri cezalandırmak bilemiyorum, ne kadar yaraya merhem olur!

Cari dönemde cari hükümet olmasından ötürü mü bizler her türlü melanete uğruyoruz? Bunlar bize müstahak mı? Tamam, AK Parti’yi eleştirelim, ülkemizde daha düzeyli siyaset için partileri olumlu yönde teşvik edelim…

*

Ama…

İnsanlığa bir saldırı olarak değerlendirilecek davranışlarda, mesela bir yavru köpeğe reva görülen muamelede olsun, küçücük çocuklara doğrultulan iğrenç davranışlarda olsun, azıcık toplumca “insanlığımızı” sorgulayalım…

Medeniyet, uygarlaşma, gelişme ve değişme… Muasır ülkeler seviyesine çıkma… Öte yandan gericilik, Siyasal İslam, irtica, mahalle baskısı, itaat ve biat… Ne bileyim… Daha birçok konu enine boyuna irdelenmeden, alâkasız bir biçimde birbirinin içine dolanmakta…

Neyse… Daha fazla uzatmak istemiyorum. Kendimizi silbaştan gözden geçirmemiz gerekiyor. Her şeyden önce “insan” olmayı öğreneceğiz ve hayat boyu eğitim felsefesi doğrultusunda, insanlık adına noksanlı alanlarımızı düzelteceğiz.   

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..