Ve o "bayrak" çekildi...

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yıldönümü kutlamalarına katılmak için sabah erkenden kalktım, hazırlandım ve çıktım. Metroya bindiğim anda her durakta elinde bayrağıyla gelen bir çok İzmirliyle  birlikte  Basmane durağında indiğimizde başlamış olan Cumhuriyet yürüyüşüne dahil olduk. Kalabalık, Cumhuriyet meydanına doğru coşku ile ilerliyordu. O muhteşem coşku arasında bir anda 90 yıl öncesine gittim. Başlarında mavi gözlü, sarı saçlı dev, kim bilir nasıl da gururla ilerliyorlardı İzmir’e aslanlar gibi.

“Tarihi kaynaklara göre İzmir’e ilk girenlerlerden Yüzbaşı İhsan Hekimoğlu’nun anılarında İzmir’e Belkahve’den girildiğinden bahsedilerek şöyle deniyor: “9 Eylül sabahı Belkahve’den geçerek İzmir’in varoşlarını teşkil eden Halkapınar’a vasıl olduk. Öncü süvariden bir kısmı Belkahve’den Bornova üzerine inerek o cihetten İzmir’e girdik. Bir kısmı da doğrudan doğruya Basmane istikametine ilerledi ve İzmir’e ayakbastı. Bu suretle İzmir’e iki ayrı koldan girilmiş oldu.” Türk ordusu, Gaziler ve Anafartalar Caddesi’ni takiben İkiçeşmelik istikametine doğru ilerleyerek Konak Meydanı’na ulaştı.”

“Başka bir kaynakta ise, ilerlemek için birkaç farklı güzergahın kullanıldığına dikkat çekilerek şöyle yazıyor: “Türk ordusunun son durağı İzmir’e 9 Eylül 1922’de sabah 05.00’te Belkahve’den girildi. 2. Süvari Tümeni’nin 13. Alayı Binbaşı Atıf komutasında saat 09.00’da Bornova’ya ulaşmış ve Mersinli yoluyla İzmir’e ‘gir’ emrini aldı. 1. Süvari Tümeni’ne ise Kadifekale’ye doğru ilerle emri verildi. Yüzbaşı Şerafettin iki bölük halinde öncülerini İzmir’e doğru yürütürken, süvariler Alsancak Garı’nı dolaşarak Gündoğdu’dan denize ulaştı. Saat 10.00’da Yüzbaşı Şerafettin komutasında Teğmen Hamdi ve Teğmen Ali Rıza ile beraber İzmir Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilirken, aynı anda Sarı Kışlaya Yüzbaşı Zeki ve Kadifekale’ye de Teğmen Besim tarafından Türk bayrağı çekildi.” (Kaynak www.izmir.bel.tr)

Bugün ise  otobüslerle, metroyla, ellerinde bayraklar, dillerinde marşlarla akın akın geliyorlardı Cumhuriyet Meydanına, 90 yıl önce Belkahve’den İzmir’e süzülen o şanlı süvarilerin torunları. Atalarına minnet duygularını sunuyor ve izlerinde yürüyeceklerine ant içiyorlardı.

Ünlü bir otelin önünden geçilirken, otele bayrak asılmamış olması nedeniyle bir tepki olarak bir süre yuh sesleriyle inledi ortalık. Sonrasında yola devam edildi.

Cumhuriyet meydanına gelindiğinde resmi tören başlamak üzereydi.  Çelenklerin sunulması sırasında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay  da yuh sesleriyle protesto edildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise yoğun bir alkış aldı çelenk sunulurken.

Bu arada devlet erkânının oturduğu tribünlerde ne olduğunu o an anlayamadığım bir itiş-kakış olayı yaşandı. Bu da hiç hoş görünmüyordu gözlere. Gelen kutlama mesajları okunurken Sayın Başbakan’ın göndermiş olduğu mesaj  yuh sesleriyle protesto edilirken, CHP lideri sayın Kılıçdaroğlu’nun mesajı ise alkış alıyordu.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Başkan Kocaoğlu günün anlam ve önemini içeren bir konuşma yaptı. Konuşmanın başında ise bu protestoların İzmir’e yakışmadığını, yapılmaması gerektiğini vurguladı. Konuşmaların ve muhteşem halk oyunları gösterilerinin ardından Hükümet Konağına doğru ilerlendi. Günlerdir sorun olan göndere bayrak çekme krizi, bayrağımızın göndere çekilmesiyle son buldu.

Tören bitmişti bitmesine ama halk hala marşlar söylüyor ve zaman zaman da protesto sözleri yankılanıyordu meydanda. Bir anda saat kulesine çıkan bir grup genç pankart astılar. Pankartta yazılan yazı çok manidardı. “O bayrak çekilecek demiştik çektirdik, çuvalı geçirdik, denize de dökeriz”… 09 Eylül 2012