Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '11

 
Kategori
Sinema
 

Ve Oscar geldi

Ve Oscar geldi
 

Colin Firth


27 Şubat gecesi Kodak Theatre'da 83. Oscar ödülleri hiç bir sürpriz olmadan dağıtıldı. Her yıl adayların açıklanmasından sonra yazdığım "Oscar’ı Beklerken" yazımda belirttiğim tüm favoriler ödüllerini kazandılar.  

12 adaylık ile “The King’s Speech- Zoraki Kral”, 10 adaylık ile “True Grit- İz Peşinde” en iddialı filmlerdi. Tüm büyük ödülleri en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo, en iyi erkek oyuncu ödülleri “Zoraki Kral”a gitti. Akademi üyelerinin hoşlandığı türden bir dönem filmi olması yanında Tom Hooper gerçekten birinci sınıf yönetmenliği ile vitrine ön sıralarda çıkmayacak bir filme, tek düze bir senaryoya, can veriyordu. En büyük desteği şüphesiz kekeme kralı müthiş oynayan Colin Firth ve diğer oyuncular Geofrey Rush, Helena Bonham Carter'dan alıyor. Farklı bir bakış açısı ile çektiği film sıradan bir dönem örneği olmaktan kurtuluyor. İkinci Dünya Savaşı geliyorum dediği yıllarda, İngiltere tahtının varisi York Dükü Prens Albert'in başa geçmesinde en büyük engel kekemeliği yüzünden yaşadığı konuşma güçlüğüdür. Konuşma terapisti Lionel Logue’un sıra dışı yöntemleri ile bu özrünün üstesinden gelmeye çalışır. Hafif bir tebessüm ile seyredilen dramda, kekeme kral rolünde mükemmel bir oyunculuk sergileyen Colin Firth Oscar’ı hak ederek alırken, Geofrey Rush ve Helena Bonham Carter’ın da katkıları birinci sınıf. Seyircinin beğenisini toplayan film Toronto başta olmak üzere bir çok festivalde ödüller kazanarak Oscar'a geldi.  

“True Grit- İz Peşinde” ile Coen Kardeşler kariyerlerinde ilk kez western türüne el attıkları ve on adaylık aldıkları film. 1968 yılında John Wayne’in kariyerindeki tek Oscar’ı kazandığı, aynı addaki westernin yeniden çevriminde, Coen’ler karanlık ve sert üsluplarını klasik western kuralları ile birleştirerek, orijinalini aratmayan bir film kotarmışlar. Jeff Bridges ve genç oyuncu HaileSteinfeld mükemmel performansları ile adaylıkları kaptılar fakat eli boş döndüler. Akademi Coen Kardeşlere ödülü bir kez daha hem de tekrar çevrilmiş bir western ile vermeyeceği baştan belli idi. Bridges'in ise John Wayne'i çok andıran performansı iyi olmasına karşın Firth'ün karşısında şansı olamazdı.  

Altın Küre’nin galibi “Sosyal Ağ- Social Network” 8 adaylık ile bir adım geriden gelmesine karşın gizli favori olarak geldi. Karanlık atmosfer üstadı David Fincher bu kez Facebook ve kurucusu Davis Zuckerberg'in yaşamı üzerinden, zamanın ruhunu mükemmel yansıtıyor . Baş rolde parlayan Jesse Eisenberg için Oscar erken olabilir deniliyordu fakat Fincher’ın en iyi yönetmen ödülünü kazanması sürpriz olmayacaktı. Geçen yıl "Benjamin Button'ın Tuhaf Yaşamı" ile yaşadığı hayal kırıklığı tekrarlanmayacak gibi gözüküyordu. Fakat her şey ters gitti ve iki binli yılların en iyi yönetmeni bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı. Akademi ona da Scorsese yaptığı muameleyi yapacak gibi, en sıradan filmine Oscar verecek. Film en iyi kurguda ve uyarlama senoryada Oscar'ı alırken, en azından eli boş kalmadı.  

Boksör dramlarını çok seven akademi üyeleri bu yıl “Dövüşcü- The Fighter” ile bu konuda tatmin olmuşa benziyor. Orta siklet Mike Ward’ın şampiyonluğa yürüyüşünü ve aile bağlarını anlatan filmde Christian Bale deli, dolu ağabey performansı ile yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazanması sürpriz olmadı, bekleniyordu. Öykünün esas oğlanı Mark Wahlberg'in canlandırdığı Mike'ın önüne geçen bir eski boksör profili çiziyor Bale. Ayni filmde anne Alice rolünü oynayan Melissa Leo ise en iyi yardımcı kadın ödülünün en büyük favorisi idi ve kazandı. Hırslı, dominant aileyi kontrolü altında tutmaya çalışırken küçük hesaplara kurban olan bir kadın karakter olan Alice'de Lea müthiş oynuyor. Yaptığı kısıtlı yatırım karşılığı aldığı ödüller ve gişe başarısı ile yılın en karlı filmlerinden oldu.  

“Milyoner-Slumdog Milionaire" ile 2009 Oscar’ını kucaklayan Danny Boyle bu kez ”127 Saat- 127 Hours” ile bir kolu kaya arasına sıkışan dağcı Aron Ralston’un çarpıcı ve yaşanmış öyküsünü anlatıyordu. Kolunu keserek ölümden kurtulan Aaron’un öyküsünde Boyle'un bir şey kazanması beklenmiyordu ve öyle de oldu...  

Yılın en farklı ve hakkı yenen filmi olan “Başlangıç- Inception” 7 adaylık ile katıldığı yarışmadan dört ödül ile çıktı. Yönetmen Christophe Nolan, garip bir şekilde, aday bile gösterilmedi. Senaryonun kafa karıştırıcı yönü akademi üyelerinin çok hoşuna gitmedi deniliyor. "Başlangıç" fazlası ile hak ettiği teknik dallardaki 4 ödülü( en iyi efekt, en iyi ses , en iyi sinematografi ) kazandı. Film yaz mevsiminde değil de ödül tarihine yakın gösterime girseydi farklı değerlendirilirdi kanısındayım  

Darren Aranofsky “Güreşçi” den sonra bu kez bir balerinin dramını anlattığı “Siyah Kuğu-Black Swan” ile bir kez daha hayal kırıklığı yaşayanlardan oldu. Filmi sarmalayan “Kuğu Gölü" balesinin eşsiz müziği, Nathalie Portman’ın mükemmel performansı, sanrılar ve tedirgin atmosferi ile yılın belki de en etkileyici filmi oldu. Portman Altın Küre’den sonra en iyi kadın oyuncu ödülünün bir numaralı adayı olarak geldiği yarışmadan en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanarak çıktı. Teşekkür konuşmasında kendisine ilk kez 11 yaşında "Leon" filminde rol veren Luc Besson'u anması güzeldi.  

“İki Kadın Bir Erkek- The Kids Are All Right” birinci sınıf oyuncular ile çevrilmiş başarılı bir bağımsız komedi. Annette Bening, Julianne Moore, Marc Rufallo üçlüsü, lezbiyen çift ve sperm donörü ilişkisinde komik ve dramatik olabilen bir aile profiline hayat veriyorlar. Annette Bening Altın Küre’de komedi dalında en iyi kadın oyuncu seçilmişti. Bunu burada tekrarlaması mümkün değildi . Filmin Oscar adaylığı bile sürpriz oldu. “Oyuncak Hikayesi 3- Toy Story 3” animasyonda ve aynı zamanada en iyi film kategorisinde aday oldu. Animasyon ve "We Belong Together" şarkısı ile ödül aldı.  

Aday filmlerden“Gerçeğin Parçaları-Winter’s Bone” karanlık atmosferi ve baş roldeki genç oyuncu Jeniffer Lawrence’in performansı ile dikkat çeken bağımsız bir film. Kayıp babasını arayan genç kızın tüm zorluklara ve tehditlere göğüs germesini anlatan film tedirgin edici bir atmosfere sahip .Missouri'nin ormanlık alanları, çevresinde yaşayan insanları vahşi ve kanunsuz bir portre çiziyor. Genç oyuncu Jennifer Lawrence'in yaşının çok üzerindeki olgun performansı adaylık getirmişti. Ödül alamadı fakat geleceğin önemli oyuncularundan olacağı kesin.  

83. Oscar ödülleri bir gerçeğin altını kalın çizdi, "sürprizsiz bir Oscar'ın hiç bir tadı yok" . İkinci gerçek ise takdimcilerin hazır cevap, yaratıcı şovmen ruhlu oyunculardan olması şart. Anne Hathaway güzelliği ve zerafeti dışında spikerlik yaptı. James Franco o kadarını bile yapamadı.  

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..