Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Şiir
 

Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim.

Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim.
 

Biz Suçluyuz!


Ne zaman çöp kutularının yanında,
Karda, kışta, ayazda
Yaşamak, umuduyla titreşen,
Sokak köpeklerini görmüş olsam;
Onların zayıf bedenleri,
Bir kemik ve bulaşık artığı umuduyla
Bekleştiklerine tanık olsam;
İçime ayazların en şiddetlisi dolar, üşürüm.
Ve onların zengin- fakir evlerindeki;
Bir kalorifer, bir soba arkasında kıvrılmış
Karnı tok uyuyan cinsleri gibi
Şanslı olmadıklarını düşünürüm.
İşte o anda aklıma düşer:
“Bayatlamış ekmekleri çöpe nasıl attığımızı?”
Ve kendimizi suçlar, kızarım…


Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim!..
Ne zaman sıcak, soğuk hava demeden,
Bütün gün boyunca;
Gururunun ve onurunun gölgesinden sıyrılmış
Bir yaşlı kadın görsem dilenen;
Düşünürüm derin derin…
Ve o yaşlı kadını, evinin bir köşesinde;
Elinde bir tespihle, hayal ederim.

Dünya ve ahret arasında dua edecek yerde,
Yarına kavuşmak umuduyla bir yabancıya,
Kirli/temiz paraya kavuşmak utancıyla,
Torunlarını SEVGİYLE okşayacak avuçları,
El açmışsa yabancılara:
”Tüü, onu sokağa salan o nankör evlatlara” diye,
O yaşlı kadına neden acıyorsun?
Bu biraz da bizim suçumuz değil mi?


Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim!..
Ne zaman henüz gün ağarmadan;
Bir simitçi fırınını önünde,
Kalem tutacak ellerini ısıtmak için ovuşturan,
Bir çocuk işçi görsem:
Veyahut gazetelerin bir köşesinde,
Tinerci veya sokak çocuklarıyla ilgili
Haberlere tanık olsa gözlerim:
İşte o anda sol yanımı bir sızı sarar.
Kan kayıplarındadır yüreğim içten içe…
Onun okul yollarında değil de
Bir yaşam trafiğinin telaşına kapılmış,
Kalabalık arasında,
“gün boyu satacağı simitlerden
alacağı birkaç kuruşluk hayali” yerine,
gelecekte;

“belki bir mühendis veya bir doktor
olabileceği”

Hayalinin de olmadığını
Neden düşünmüyoruz?
Oysa onlar bizim çocuklarımız değil mi?


Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim!..

Ne zaman gecenin gölgesine sığınmış,
Bir soluk sarı ışığın gölgesinde
Bir genç kadın görsem sokakta,
Hislenirim içten içe…
Ve o kadın;
Bir somun ekmeği, bir kırık siyah zeytini,
Belki de bir silgi veya defter almak için çocuklarına
Kirli/ temiz para karşılığında
Vazgeçiyorsa iffetinden, namusundan…
”Yer ve cam silmeli, namus bu” diye,
Onu neden kınıyor ve suçluyorsun?
Bu biraz da bizim suçumuz değil mi?


Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim!..
Ne zaman al renkli, ay yıldızlı bayrağıma sarılmış,
Bir şehit tabutu görsem;
Ağıt yakan gözü yaşlı ana, baba ve gelinlerin,
“kan kırmızısı gözlerinden”
Beyaz beyaz bakmalarına tanık olurum:
İşte o anda bana bir haller olur.
Zaman donar, gün solar;
Mevsimlerin hiç birisi yaşanmaz gönlümde.
Ve ruhumda volkanların kızıl halleri,
Bir kaynama oluşur, patlama öncesi…
Ve böyle anlarımda endişelerim kükürt salar.


Ve utanıyor şiirleri yazarken kalemim!..
Ve bu ruh haletimle; birilerine, kimilerine
İsyan etmek geliyor, edemiyor,
Bir söz söylemek istiyor, söyleyemiyor,
Ağlamak istiyor, ağlayamıyorum.
Binlerce ölen vatandaşlarım aklıma gelince;
Sadece bir AH ediyor, susuyor, kahroluyorum!
Bir tek kaygım var o anlarımda: Geleceğimiz?
Heyhat!..Neden korkuyorum ki gelecekten?
Heyhat!..Bu ölümlerden kimler sorumlu?
Biz İNSAN OLMAYANLAR değil mi?


Emine PİŞİREN/Antalya
30.03.2011


“Düşünüyorum da bizler de bu resimleri izlerken, sıcak ve güvenli yataklarımızda, vicdanımızla barış içinde uyumamız mümkün mü?” 

 
Toplam blog
: 141
: 1282
Kayıt tarihi
: 02.11.08
 
 

Kayseri- Develi doğumluyum. İlk- orta- lise ve üniversiteyi istanbul'da bitirdim. Kültür Bakanlığ..