Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '21

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

VEDALAR VE BUSELER ÜZERİNE..

Bu sayfada, olabildiğince mutluluk ve yaşam sanatı üzerine yazılar paylaştığımı biliyorsun. Ve fakat "ayrılık da aşka dahil.." derler ya,, işte o hesap, hüzünlü hikayeler de yaşamın dengesi için var olması gereken şeyler galiba.. Bir şiirdir bu günün konusu ve istersen artık; lafı uzatmadan,, ne diyeceksem diyeyim bir an evvel...
Yaşanan, işitilen, görünen, hissedilen ne varsa; tüm gerçekliği ile sözde algılayabildiğimiz dünyanın soluk birer gölgesidir aslında...
Dış dünyaya dair izlenimlerimiz, okuduğumuz masallar hatta ve dinlediğimiz şarkılar belki; aslında bambaşka hikayeler barındırır perde ardında...
Klasik sanat müziği deyince En'lerim içinde yer alan 'Veda Busesi' nin hikayesi de böyledir; bir aşk sandığım ama aslında şair bir babanın kızına bir vedası olan...
Gerçekten de ilk benim hatam değil bu; sözleri itibariyle iki aşığın şiiri olarak algılanmış hep. Fakat Veda busesi Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazılmış bir şiir...
Anlatılan o ki, o son gün; kapısını açarken bir an duraksar ve sessizce kapının kolunu indirirken, kızının o sabah daha iyi olması için dua eder..
Gün boyunca aklındaki tek şey kızına doyasıya sarılmaktır bütün bir gün. O yüzden işlerini iptal etmiş, akşama kadar yanında oturmayı planlamıştır aslında..
Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağa eğilir. Kızı perişan görünmektedir. Gözleri yaşaran baba, onun, bu halini görmesini istemediği için usulca eğilir ve dudaklarını kızının alnına koyar.
Öpmez zira öpmek eylemi çok kısa bir andır. Öylece durur ve derin derin kızının kokusunu içine çeker. Kız eliyle babasının koluna dokunur...
Baba kızının alnında öylece durmaktadır fakat biraz daha durursa gözyaşları kızının yüzüne damlayacak, ağladığı anlaşılacaktır. Yatağın yanındaki sandalyeye oturur. Kız o kadar bitkindir ki kısık bir sesle şaire, "Babacığım, annemin öldüğü gün sonrası, günlerce ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum'' der...
''Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?" Baba imkansızı isteyen kızına gülümseyerek bakar, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe sallar...
Zor nefes alan kızın, birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesilir, başı yana düşer...
Hıçkırıklar içinde kızını kucağına alır şair. Kızın cansız bedeni hala ateşler içindedir ve kızı üşümesin diye battaniyeyle sarıp onu bahçeye çıkarır...
 
Onu sandalyeye oturtup,
yere çöker,
başını onun kucağına koyar,
hıçkırıklarla ağlamaya başlar...
 
İşte bu dilinden, şu ölümsüz mısraların döküldüğü an olur…
VEDA BUSESİ..
Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.
 
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
 
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Orhan Seyfi ORHON
 
Toplam blog
: 44
: 188
Kayıt tarihi
: 21.07.13
 
 

Öncelikle belirteyim; mutlu olman için buradayım ve misyonumun bu olduğu kanaatindeyim..Kaldı ki; S..