Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '15

 
Kategori
Spor
 

Vefa Bozacısı'nın hakkı

Vefa Bozacısı'nın hakkı
 

İsmail Hakkı Vefa, Alman Güreş Milli Takımı ile birlikte.


Hayatın en keyif aldığım anlarındandır, 'tesadüfler'.

Tatlı süprizlerdir, hiç tahmin etmediğin bir anda, bir şey oluverir ve sen şaşırır kalırsın.

Yani öyle çok önemli şeyler falan olması da gerekmez, basit bir tesadüf bile hayattan tad almayı bilen için yeterlidir.

Yazı yazarken, tam iğnelerle derin kuyular açmaya çalışırken, tesadüf eseri bir bilgiye rastlıyorum ya, işte o an benim için her şeyin tepe noktası.

Yazıya güzel girmişim, konuyu karıştırmadan bağlayıp sonuç kısmında da tam istediğim gibi vurucu cümleyi yerine koymuşum, hepsi aklımdan uçup gidiyor ve o bulduğum ufacıcık sihirli, hiç kimseyi benim kadar etkilemeyeceğini çok iyi bildiğim 'şey', beni alıp götürüyor uzaklara.

Çok yeni iki yazım vardı. Bir tanesini, eski bir hakemin kimlik kartından yola çıkarak yazmıştım.

http://www.kaantika.com/?pnum=55&pt=Hakk%C4%B1+Ola%C3%A7

Hakkı Olaç hakkında bilgi toplamaya çalışırken ne de zorlanmış, google'a ve onun boş bilgilerle dolu dünyasına ne çok söylenmiştim.

Sonra Hakkı Olaç yazısından daha yeni, kaleci Özcan Arkoç'u anlatmaya çalışmıştım, sahaflarda bulduğum eski bir fotoğraftan öyküye başlayarak

http://www.kaantika.com/?pnum=136&pt=%C3%96zcan+Arko%C3%A7

Dün Beyoğlu'nun gözden ıraklarında, sahafların tozlu kutularının en diplerinde 'haliyle' bir fotoğrafa rastladım. Arkasında şöyle bir not, ''Alman Milli Takımı, İstanbul Güreş Kulübü'nde İsmail Vefa ile...'

Artık epey bir bu işlere bulaştığımdan olsa gerek, burnuma hoş kokular geldi, fotoğrafı gördüğüm ilk anda.

Elimdeki kitabın arasına sıkıştırıverdim, ''Bundan mutlaka güzel bir şey çıkacak'' diyerek.

Eve geldim, gene spor ansiklopedileri, eski spor gazeteleri, spor anılarının olduğu kitaplar, notlarım ve tabii ki de olamazsa olmaz 'google'

Ben daha İsmail Hakkı diye yazmadan kafamda kuruyorum. İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'ne bir zamanlar başkanlık da yapmış Saadettin Tantan ile akrabalığımız, kızı Saadet Tantan ile İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu oluşumuz, diye girer oradan devam ederim diye düşünürken...

İsmail Vefa, bir anda Hacı İsmail Hakkı Vefa olup sonra da Güreş Federasyonu Başkanı ve derken 'Meşhur Vefa Bozası'nın sahibi çıkmasın mı?

1870 yılında Arnavutluk'tan İstanbul'a gelen Hacı Sadık Bey, Vefa semtine yerleşir. Kalıcı olmak için geldiği İstanbul'da ne iş yapacağını düşünürken, o yıllarda Ermenilerin elinde olan boza üretimi ilgisini çeker. Ve 1876 yılında kurduğu 'Vefa Bozacısı' ile de marka olur.

Hacı Sadık Bey'in oğlu İsmail Hakkı da bir yandan üniversitede Edebiyat Fakültesi'nde okurken, bir yandan da bozanın makine ile üretimi konusuna kafa yorar ve daha sonradan makine ile sadece boza değil üzüm sirkesi de üretmeyi başarır.

İstanbul Güreş Ajanı, Güreş Federasyonu As Başkanı ve sonunda da Güreş Federasyonu Başkanı olan İsmail Hakkı hakkında anlatılan bir hikayedir;

1933 yılında babası Hacı Sadık beyin ölümü üzerine işin başına geçmesinden çok önceleri 1925 yılında İsmail Hakkı Vefa, güreş müsbakalarına hazırlanabilmek için arkadaşlarıyla birlikte kendilerine uygun bir yer aramaktadırlar.

Bu arada o günlerde İstanbul Güreş Kulübü'nü ziyarete gelen polis müdür muavini Hasan Reşit Taşkurt'tan da cesaret alarak, Kumkapı'daki 'Merdivenli Kilise'nin karşısında, Osmanlı'nın son dönemlerinde inşa edilmiş jimnastik salonunun penceresini kırarak arkadaşlarıyla beraber içeri süzülür ve fiili bir işgal hareketinde bulunurlar.

Ayrıca başka bir kulübün güreş minderi de 'ödünç' olarak bir süreliğine alınır.

Ne var ki bu keyifli süreç, Patrikhane'nin bu olayı ihbar etmesi ve şikayeti ile farklı bir boyuta dönüşür ve mahkeme sonucunda da İsmail Hakkı 3 ay ceza alır. Kulüp binadan tahliye edilir ve eşyalar da toplanarak yeniden Kumkapı'daki 'Bahçeli, kuyulu kahve'ye sığınılırken son bir hamle ile de Mısır'dan gelen Bektaşi dedesi Tahsin Pehlivan da antrenörlüğe getirilir.

Hakkı Olaç ve Özcan Arkoç ile başlamıştık değil mi?
                            
İsmail Hakkı Vefa'nın 1966 yılındaki ölüm haberinin yeraldığı Milliyet Gazetesi'nin 1957 yılında düzenlediği 'Yılın Sporcusu Anketi'nde gazetenin altıncı sayfasında buluşur, Hakkı Olaç ve Özcan Arkoç.

Hakkı Olaç, Süleymaniye Spor antrenörüdür ve o 1957 yılının sporcusu için adayı da Özcan Arkoç'tur.

Tesadüfler, işte böyle ilginç şeyleri kulağımıza üfler...

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..