Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

08 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

Vefasızlığa tarih ağlıyor…

Vefasızlığa tarih ağlıyor…
 

Eskiden her 10 Kasımda, bir millet ağlardı. Şimdiyse 10 Kasımlarda, sabah saat dokuzu beş geçe, vefasızlığa tarih ağlıyor.


10 Kasım’da Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha anacağız.

Çok değil, bundan beş on yıl öncesine kadar bir millet her anma törenin de Ata’sına ağlıyordu.    

Artık bir millet değil, tarih ağlıyor.

Neden mi?

Bir milletin vefasızlığından…

Çünkü bir zamanlar,

Atatürk'ü sevmek, ülkeyi sevmekti, aydınlığı sevmekti.

Atatürk'e saygı, devrimlere saygıydı, geleceğe saygıydı.

Şimdiyse bazı cahiller Atatürk hakkında demediklerini bırakmıyorlar, her gün biraz daha artan cahil cesareti ile…

Öyle bir duruma geldik ki, bir zamanlar her 10 Kasımlarda özel Atatürk ekleri veren gazeteler bile bu günü sadece geçiştirmeye çalışıyorlar.

Okullar ve Resmi kurumlar da bile Atatürk’ü Anma Törenleri usulen yapılır oldu.

Televizyon kanallarının bazıların da ise hakaret ve itibarsızlaştırma programları yapılmasında bir sakınca görülmüyor.

O programlar da kin ve nefret kusanlar koro halin de “O bir faşistti, O bir diktatördü, o bir din düşmanıydı, o bir eşcinseldi, O karanlıktan bile korkan bir korkaktı. O bir sarhoştu. O bir ayyaştı. O bir zamparaydı. Kurtuluş savaşı bir kurguydu. O, bu vatana hiçbir hizmette bulunmadı. Çanakkale’de O savaşmadı.  O Kemal’dir, O Mustafa’dır. O aslında Türk bile değildir. O Güneydoğuda katliam yaptı. O Kuran’ı yasakladı. Onun fotoğrafları rahatsızlık veriyor. Her yerden indirilmeli deniliyor. Gençliğe Hitabesi okullardan ve her yerden kaldırılmalı, yasaklanmalı deniliyor.” Böylece bu büyük insana hakaret etmenin adı ülkemiz de “düşünce özgürlüğü” oldu.

Mustafa Kemal'in ilkelerini savunmanın neredeyse miadını doldurduğu ve anlamını kaybettiğini her gün duyuyoruz.

Kimileri sigarası ile uğraşırken kimileri özel hayatını çarpıtarak kötülemeye çalışıyorlar.

Kurduğu cumhuriyetin yerine yenisi kurulmak isteniyor.

1923’te getirdiği demokrasinin adı “diktatörlük” oldu.

Kimse demiyor ki “bu nasıl bir diktatörmüş ki ondan sonra seçimle gelen herkes bu ülkeyi yönetebiliyor?”

Evet,  derine işledi acılar.

Toplumun aymazlığı, yaraları daha bir deşti.

Yıllar çok şeyi değiştirdi.

Kimileri Mustafa Kemal sevgisinin sırtından geçinerek politika yaptı.

Bu politikalarla duyguları hortumladıklarını sandılar.

Kimileri Mustafa Kemal'in bizlere öğrettiği her cümlesini, çocuklara unutturmaya çalıştılar.

En çok da, Atatürk üzerinden siyaset yapanlar Atatürk’e zarar verdiler.

Atatürk posterini her yere asmakla Atatürk’ü anladıklarını söylediler.

Gerçek ilkeleri yok sayıp, kendi çıkarlarını var saydılar. 

Oysaki

Çocukluğumuzdan kalan en soylu düşüncedir Mustafa Kemal.

Dersimizdir, geleceği gösteren yön pusulamızdır.

Şehitlerimize doğru mahşeri bir yolculuktur Mustafa Kemal.

Söylemleri kalbimize mühürlenmiş bir devrimcidir Mustafa Kemal.

Bir yaşamı onurlandıran en asil rehberliktir.

Ne kadar tartaklansa da.

Kendisini bizlere gösteren.

Aynamızdır. 

Öldü sanılan bir adamın güzelliğini hiç unutmadık.

Çünkü o andımızdır. 

Eskiden her 10 Kasımda, bir millet ağlardı.

Şimdiyse 10 Kasımlarda, sabah saat dokuzu beş geçe,

vefasızlığa tarih ağlıyor.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

Ali Galip AKYILDIRIM

Eğitimci/Yazar

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..