Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Vehm-ü Hayâl (Hayâlin derinliği)

Vehm-ü Hayâl (Hayâlin derinliği)
 

İnsan hayâl kurmadan yaşayamaz! Her birey, usunun sınırları içinde hayâl kurar. Bu hayâlin, her ne ise gerçekleşmesi her zaman mümkün olmaz/olamaz. Çünkü kişinin yukarda sayılan ve hatta sayılamayan etkenlerle; bu hayâlini (düşünü) gerçeğe çevirmesinin önü kesilir.

Hayallerin gerçeğe dönüşmesi; maddi olanaklarla sınırlı, teknik olanaklarla sınırlı, sosyal durum, örf, adet, yasa ve gelenekler ile prensipler ve daha birçok etken ile mümkündür.

(Bu kısa yazımızda ele aldığımız hayâller; sevgi ve aşk ile ilgili olanlardır…)

“Vehm-ü Hayâl”e her koşulda ihtiyacımız var ama işin içine sevgi ve aşk girdiyse daha da çok ihtiyacımız var…

Derinlik… Sınırsızlık…

Sevgi; Dünya’daki insani kavramlar arasında en fazla çeşitlilik içeren ve göreceli bir kavramdır.

Sevgi; sadece âşık olunan kişiye bütündür ve bütünün parçalarından birinin dahi eksik olmasına, eksilmesine tahammül etmez…

Sevginin derinliği de pek önemlidir. Satıhta görünen ya da başka bir deyişle, sığ sevgilerin akıbeti ise genelde ömürsüzdür.

Sevginin sınırsızlığı… Hayâlimizin derinliği…

Gönlümüzün sahibi olan, sevgimizi aşk ile tanımladığımız kişiden başka insanlara da sevgimizi dağıtmamız çok zaman gerekiyor!

Vehm-ü Hayâl içinde, kendi yüreğimizin sevgisini sevgisiz kişilerle de paylaşalım.

Zira etrafımızda o kadar çok sevgisiz ve yalnız insan var ki!

Kalabalıkta yalnız olmak, tamamen yalnız olmaktan çok daha kötüdür…

Bu insanlar sevgiye açtır… İlgiye açtır… Sevgisini kaybetmiş bir dost, akraba ya da bir yabancı gördüğümüzde belki tek bir söz ile onu çok mutlu edebiliriz.

Sokakta yürüyen o asık suratlı adam… Suratı neden asık?  Acaba yanına gitsek ve konuşsak mı? Şu “Kalabalıkta yalnız olmak, tamamen yalnız olmaktan çok daha kötüdür” dedik ya belki o kişi de kalabalıklarda yalnızlık çekenlerdendir.

Bu bağlamda; hiç kimsenin iç dünyasını bilmek mümkün değildir. Dışardan yüzü gülüp te içinden “Offf ulen offf” misali belki kahrından ölüyordur kişi…

O adamı ya da kadını (Daha doğrusu insanı) tanımadan nasıl yanına gidip konuşabiliriz de diyebilirsiniz… Peki onun yanına değil ama ya yanınızdaki, yakınımızdaki o asık yüzler var…  Onlara gidebilirsiniz…

Hatta belki de evinizde, işinizde ve de aynı çatı altında yaşadığınız insanlardır onlar…

Çoklukta yalnızlığı yaşamakta olan insanlardan…

Belki de kanınızdandırlar... 

Ya da gönlünüzdendirler…

Ve belki sizden bir söz bekliyorlardır…

Hayâliniz ve sevginiz hep derin olsun

 

 

Bojidar Çipof

3 Ağustos 2014

 

 
Toplam blog
: 336
: 625
Kayıt tarihi
: 29.01.10
 
 

Araştırmacı yazar BOJİDAR ÇİPOF: 1953 yılında İstanbul'da doğdu. Ailesi; Ege Makedonyasından İsta..