Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '08

 
Kategori
Siyaset
 

Velev ki kriz var!

ABD'de de başlayan ve dalga dalga dünyaya yayılmaya başlayan Ekonomik Kriz, 2002'den bu yana Ağustos böceği gibi bir yaşam süren ülkemizi nasıl etkileyecek? Sanırım hemen herkesin günde en az bir defa düşündüğü bu soru üzerinde düşünmemiz ve geleceğimizle ilgili önlemleri almaya başlamamız lazım.

Ülkemizin ekonomik durumu ile başlayalım isterseniz. Ekonomimiz son derece kırılgan bir yapıya dönüşmüş durumda. 1994 ve 2001 krizlerini incelediğimizde başımızı belaya sokan en büyük sorun "kamunun finansman açığı" idi. Sebep ise kamu finansmanındaki sıkıntılar ve kur rejimiydi. Ancak, bu sefer tüm tarihimiz boyunca olmayan bir durum söz konusudur, o da kamunun iç-dış borçlarındaki olağanüstü artışların yanında, özel sektör ve insanların teker-teker son derece aşırı borçlanmış hale gelmiş olmalarıdır.

2003'de özel sektörün 44 milyar dolar olan bu borcu bugün 150 milyar dolara dayanmıştır!!! Ya hane halkı yani insanlarımızın aynı dönemdeki borcu, nereden nereye gelmiş; 4 milyar dolardan 75 milyar doların üstüne çıkmış...

Evet kamu iç-dış çok borçlandı diye eleştirildi, ama özel sektör ve hane halkı da çok borçlanmış ve bu da dünyadaki ekonomik iklim nedeniyle kolayca yapılmış idi... ABD'deki krizle birlikte borç bulma konusunda eski rahatlık olmayacaktır. Şimdi alt alta toplayarak gidelim kamu+özel sektörün 50 milyar doların üstünde borç döndürmesi var. Üstüne 45 milyar doların üstündeki cari işlemler açığını eklediğimizde ekonomimizin 100 milyar dolara yakın bir borcu döndürmesi lazım.. Nerden ve nasıl?

Bankalarımızı özelleştirme diye diye yabancılara sattık. Bu bankalardan bazıları ekonomik krizden etkilendiler ve devletleştirildiler! Ya da başka bankalarla birleşmek zorunda kaldılar. Demek ki artık zararlarını kapatmak ya da ödemelerini yapmak için karda oldukları ülkelerden kaynak transferlerini arttırmaya başlayacaklardır.

Yaz bitti kış geldi ve Ağustos böceklerine artık hayat hakkı kalmamıştır. Onun için herkesin özellikle de özel sektör ve hane halkının ayağını yorganına göre değil ama omuz hizasına kadar uzatması lazımdır. Herkes hesabını kitabını son derece kötü günleri düşünerek yapmalıdır. Hesaptan, kitaptan şaşmamalıdır. Varsa kredi borçlarını, kredi taksitlerini kapatmalı, kredi kartı ile taksitlendirmeyi hemen bırakmalıdır. Alacakları ile ilgili her türlü tedbirini almalıdır.

Kamuya gelince görev başındaki hükümetin Maliye Bakanı ne demişti; "ABD büyük devlettir, sorunu varsa çözer, bize de bir şey olmaz" hatırladınız değil mi? Bu söylemden sonraki sürece baktığınızda ABD'de ve dünyada ne kadar adam varsa sorunu çözmek için uğraşıyor ve hala çözemedi...

2000 yılından bu yana ekonomik programımızı tasarlayan/yöneten neo-liberal görüş iflas etmiş, görev başındakiler hala geçmişte böyleydi, şimdi böyle oldu diyerek üstüne üstlük halkımızı yanıltarak başları kuma gömüyor...

Ne mi yapmalı? Umarım geç de olsa harekete geçerler ve sektörleri teşvik etmek yerine halkımıza güven verir, teşvik ederler ve ekonomiyi canlandırmanın yollarını ararlar.

Çünkü bizler, yani Atatürkçüler, ulusalcılar; yani emeği, birikimi, planlılığı, yatırımı, kalkınma seferberliğini savunanlar, haklı çıkmaktan yorulduk artık...

Ya da "Velev ki Kriz var, Bize ne ya, bize ne" derler...

 
Toplam blog
: 115
: 586
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Tarsus Amerikan Lisesi (1984) O.D.T.Ü - İnşaat Müh. (1989) SUNY at Buffalo - Yüksek Lisans (1992) 19..