Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '12

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Venedik'in Yabancıları

Venedik'in Yabancıları
 

Venedikliler


Venedik’te elbette sadece Venedikliler yaşamıyorlar. Dünyanın bu en popüler turistik mekanında hergün hemen hemen her milletten binlerce turistin Venedik’i ziyaret ettiği bilinen bir gerçektir. Festival dönemlerinde bu binlerce insan onbinlere hatta yüzbinlere de dönüşebiliyor. Haliyle Venedik’te yanınızdan geçen o binlerce insandan dünyanın her hangi bir dilini duyabiliyorsunuz ve zamanla yabancı dil duymaya da alışıyorsunuz. Kulağınız iyiyse zamanla Japonca’yı Çince’den ayıracak kadar seslere aşinalık edinebiliyorsunuz.

Venedik’te ciddi oranda siyahî ırktan olan insan bulunmakta ve aldığım duyumlara göre bu insanlar çeşitli Afrika ülkelerinden Sicilya Mafyası aracılığı ile getiriliyorlarmış. Bunların çoğu sokakta fiyatları genelde hep on euro olan büyük markaların taklit çantalarını satıyorlar. Hintlileri genellikle sokakta bulunan sebzecilerde çalışır görüyorsunuz. Çinliler ise ya açtıkları restoranlarında ya da mağazalarında ülkelerinden getirdikleri Çin işi ürünleri satıyorlar. Restoranlarında ya da mağazalarında çalışanlar da haliyle hep Çinli. Anlaşılan o ki dışarıya oldukça kapalı yaşamayı tercih ediyorlar.

Arnavutluk, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan, Moldavya’dan gelip Venedik’te çalışan binlerce insan var. Bilhassa yaş sınırını aşmış ve bakıma muhtaç durumdakiler mutlaka evlerinde bir yabancı yardımcı bulunduruyorlar. Bunlar da genellikle yabancı kadınlar oluyor. Erkekler için ise başlıca işlerden biri duvarcılık. Binlerce asırdır ayakta duran şehri korumak için haliyle insanın fiziksel gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu tarz işlerde de genellikle yabancılar çalışıyor.

Restoran, bar, otel vs yerlerde de çalışan çok sayıda yabancı bulunmakta. Aslında Venedik’te yabancı olup bir iş bulmak o kadar da kolay değil. Zira sadece İtalyanca öğrenmek yetmiyor. Şehir turiste hitab ettiği için elbette İngilizce bilmek de çok önemli. Çoğu yer bununla da yetinmiyor ve Fransızca, Almanca, İspanyolca bilmek gibi şartlar da koşuyor iş başvurusunda bulunanlara.

Venedik’te birkaç tane de isimleri de Türk olan dönerci var. Fakat Venedik’te dönerin adı kebab ve genellikle de çalışanları Türk değil. Zaten Venedik’te özellikle adada çok fazla Türk de bulunmuyor. Türkler de kolonileşme konusunda Çinliler ile yarışabilecek kadar kendi içinde ve birbirini destekleyen, dışarıdan içeriye kimseyi kabul etmeyen bir yapı sergiliyorlar. Bu nedenle mesela Milano’da, Verona’da vs çok fazla Türk bulunurken Venedik’te aynı oranda bulunmuyorlar. Akrabalar birbirlerine yakın olmayı hatta bir arada yaşamayı tercih ediyorlar. Haliyle Almanya’da, İsviçre’de Avusturya’da, Fransa’da ve hatta İtalya’da yaşayıp da yabancı dil öğrenemeyen yabancı kültüre uyum sağlayamayan binlerce Türk görebiliyorsunuz. Bu durumun Amerika’da da aynı olduğunu, orada da Türk mahalleleri bulunduğunu ve Türklerin kendi dükkanları, restoranları olduğunu Amerikalı bir arkadaşımdan duymuştum. Bu bir arada dışarıya kapalı olarak yaşama tercihinin elbette en önemli nedenlerinden biri; yurtdışına göç edenlerin genellikle büyük şehirlerden değil küçük köy ve kasaba tarzı yerlerden olması ile de ciddi bir alakası bulunmakta. Zira küçük bir yerleşim yerinde yetişmiş insanlar dillerine, kültürlerine vs yabancı bir toplumun içine girip uyum sorunu yaşıyorlar ve haliyle kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bu da ister istemez böyle bir durum ortaya çıkartıyor. Fakat tekrar belirtmekte fayda var. Bu durum sadece Türkler için geçerli değil. Kendi ülkesinden uzak her milletin bireyleri bu tarz kutuplaşmalar içerisinde oluyorlar. Bu durumu belki de başka bir kültürün içerisinde yabancı olma psikolojisi ile açıklamak gerekir.

Venedik’te bir de bolca Japon görüyorsunuz; ama onlar hep gondollarda turistik gezi yapmakla ve fotoğraf çektirmekle meşguller. Eğer gülmek gerçekten ömür uzatıyorsa Japonların çok uzun ömürlü olmaları gerekiyor. Zira hepsi de birbirinden sempatik ve güler yüzlü insanlar. Venedik’te bir saat için gondollara dünyanın parasını vermelerine rağmen hala mutlu kalabilen bu Japonların paralarının kıymetli olduğunu da böylece daha iyi anlamış oluyorsunuz.

 
Toplam blog
: 79
: 5412
Kayıt tarihi
: 25.10.11
 
 

Dr. Serap Mumcu Geronazzo, Padova Üniversitesi Tarih bölümünde doktoramı tamamladım. Tarih, Sanat..