Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
Dünya
 

Venedik Komisyonu yol gösterici ilkeleri

Venedik Komisyonu yol gösterici ilkeleri
 

http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://cache.boston.com/universal/site_graphics/blogs/bigp


Aşağıda okuyacağınız metin, Venedik Kriterleri dediğimiz bu ilkelerin özet halidir.

Venedik Komisyonu yol gösterici ilkeleri;

1. Devletler, herkesin siyasi partilere serbestçe üye olma hakkını haiz olduğunu kabul etmelidirler. Bu hak, siyasi görüşe sahip olma ve bir devlet makamının müdahalesi olmaksızın bilgi alma ve verme özgürlüğünü de kapsar. Siyasi partilerin tescil edilmesi şartı, tek başına, bu hakkın ihlali olarak yorumlanmayacaktır.

2. Temel insan haklarının siyasi partilerin faaliyetleri vasıtasıyla kullanılmasına ilişkin getirilecek sınırlamalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası antlaşmaların ilgili hükümleri ile tutarlıdır.

3. Siyasi partilerin yasaklanması veya zorla sona erdirilmesi, ancak şiddet kullanımının savunuculuğunu yapan veya demokratik anayasal düzeni yıkmak için şiddeti bir politik araç olarak kullanan ve böylece anayasa tarafından güvence altına alınan hakların ve özgürlüklerin altını kazıyan partilere ilişkin olarak mazur görülebilir. Bir partinin, Anayasanın barışçıl bir şekilde değiştirilmesinin savunuculuğunu yapması, bu partinin yasaklanması veya kapatılması için yeterli olmamalıdır.

4. Bir siyasi parti, üyelerinin, siyasi/kamu ve parti faaliyetleri çerçevesi içerisinde parti tarafından izin verilmeyen şahsi davranışlarından sorumlu tutulamaz.

5. Siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılması, azami sınırlamalar çerçevesinde kullanılmalıdır. Yetkili yargı makamından bir partinin yasaklanması veya kapatılması istenmeden önce, hükümetler ve diğer devlet organları, söz konusu ülkenin durumunu da göz önünde bulundurarak, partinin gerçekten özgür ve demokratik siyasi düzen ya da bireylerin hakları için tehlike teşkil edip etmediğini ve diğer, daha az radikal önlemlerin bu tehlikeyi önleyip önleyemeyeceğini değerlendirmelidirler.

6. Siyasi partilerin yasaklanmasına veya kapatılmasının hukuken icrasına yönelik hukuki tedbirler, anayasa ihlaline ilişkin bir yargı tespitinin bir sonucu olmalıdır ve istisnai nitelikte olduğunun ve orantılılık ilkesine tabi olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu tür tedbirler, partinin üyelerinin değil kendisinin, anayasaya aykırı vasıtalar kullanarak veya kullanmaya hazırlanarak politik amaçlar takip ettiğine ilişkin yeterli delile dayanmalıdır.

7. Bir siyasi partinin yasaklanması veya kapatılmasına gereğince işlem yapma, açıklık ve adil yargılama garantileri sunan bir prosedür kapsamında anayasa mahkemesi ya da diğer bir uygun yargı organı karar vermelidir.

Yol gösterici rapor

Venedik Komisyonu’nun raporu (CDL-INF (98) 14), farklı devletlerde bu konuya ilişkin çok çeşitli yaklaşımlar olduğunu ortaya koymuştur. Bu konudaki yol gösterici ilkelerin amacı, Avrupa Konseyi’ne üye tüm devletler için bir ortak ilkeler seti oluşturmaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, sadece uluslararası hukukun etkin bir aracı değil aynı zamanda ‘Avrupa kamu düzeninin anayasal bir aracı’dır. Bu nedenle, yol gösterici ülkeleri açıklamanın en iyi yolu, AİHS’nin ilgili maddelerine atıfta bulunmaktır.

1. Siyasi partilerin serbestçe örgütlenmesi hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. Maddesi ile koruma altına alınan dernek kurma özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır: ‘1. Herkes, asayişi bozmayan toplantılar yapmak ve dernek kurmak [...] haklarına sahiptir.

2. Her ne kadar bu madde özel olarak siyasi partilerin kurulması özgürlüğüne değil genel olarak dernek kurma özgürlüğüne değinse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, siyasi partiler çerçevesinde dernek kurma özgürlüğü ile doğrudan bağlantılı davalarda bu hükmü defalarca uygulamış bulunmaktadır.

3. Bir kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi alma ve verme özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesine dayanır: ‘1. Herkes, görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

4. An itibariyle, Sözleşme kapsamında dernek kurma özgürlüğü hakkı, davaların çoğunda, Madde 10 ile birlikte yorumlanmaktadır. Teamül hukukunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, aşağıda belirtilen tespitte bulunmuştur: ‘Otonom rolünden ve özel uygulama alanından ayrı olarak, 11. Madde, ayrıca 10. Madde ışığında değerlendirilmelidir. Fikirlerin korunması ve fikirlerin ifade edilmesi özgürlüğünün korunması, 11. Maddede saygın bir yere konulan dernek kurma ve toplantı özgürlüğünün amaçlarından biridir. Bu, siyasi partilerin çoğulculuğun sağlanması ve demokrasinin gereğince işlemesindeki önemli rolü dikkate alındığında siyasi partilere ilişkin olarak daha da fazla uygulanır.’

AİHS izin vermiyor

5. Siyasi partiler kurmayı da içeren dernek kurma özgürlüğünün, çoğulcu demokrasinin temel taşlarından biri olarak ele alınması gerekmekte iken bu hakka kısıtlamalar getirilmesi, demokratik bir toplumda 11. Maddenin 2. paragrafı uyarınca savunulabilir. Ayrıca AİHS’nin 17. Maddesi, bir devletin, bir siyasi partinin takip ettiği programa kısıtlama getirmesine imkán tanımaktadır: ‘Bu Sözleşme hükümlerinden hiçbiri, bir devlete, topluluğa veya kişiye, Sözleşmede tanınan hakların yok edilmesine veya burada öngörüldüğünden daha geniş ölçüde sınırlamalara uğratılmasına yönelik bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkını sağlar biçimde yorumlanamaz.’

6. Bu nedenle, Avrupa devletlerinin bir kısmındaki siyasi partilerin kaydedilmesini gerekli kılan olağan uygulama, dernek kurma ve ifade özgürlükleri hakkının bir sınırlaması olarak yorumlanabilecekken, tek başına, 11. ve 10. Maddeler kapsamında korunan hakların ihlali anlamına gelmemektedir. Diğer yandan, her sınırlamanın hukuka uygunluk ve orantılılık ilkelerine uygun olması zorunludur.

7. Hiçbir devlet, uluslararası yükümlülüklerini göz ardı ederek, sadece iç mevzuatına dayanarak sınırlamalar getiremez. Bu kural hem normal zamanlarda hem de olağanüstü hallerde uygulanmalıdır. Bu yaklaşım, AİHM’nin uygulaması ile de teyit edilmiştir.

8. AİHM, içtihatlarında, AİHS gereğince, siyasi partilerin faaliyetlerinin ulusal otoriterler tarafından ‘devletin anayasal yapısının altını kazıması’ nedeniyle sözleşmenin sağladığı korumanın dışına çıkartılmamasını kabul etmiştir.

9. AİHS’den her sapma, Sözleşme’nin Devletin diğer uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmeme (1. paragraf) ve geçici süreli olma (3. paragraf) şartı getiren 15. Maddesi hükümlerine uygun olarak yapılacaktır.

10. Siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılması ancak demokratik bir toplumda gerekli olduğu ve söz konusu partinin, demokrasiyi ve temel özgürlükleri tehdit eden faaliyette bulunduğuna dair somut deliller olması halinde öngörülebilir. Bu, siyasi programının bir parçası olarak her şekilde şiddetin savunuculuğunu yapan her partiyi ya da silahlı mücadele, terörizm ya da herhangi bir yakıcı faaliyet düzenlemek yoluyla mevcut anayasal düzeni yıkmayı amaçlayan her partiyi kapsamalıdır.

11. En çağdaş anayasalar, demokrasinin ve temel özgürlüklerin korunmasına yönelik mekanizmalar oluşturmaktadırlar. Birçok devlette, paramiliter oluşumların, devletin mevcudiyeti veya bağımsızlığı için tehdit oluşturan partilerin oluşturulmasına ilişkin genel yasak, siyasi partilere ilişkin mevzuata veya anayasaya dahil edilmiştir.

12. Hukuka uygun vasıtalarla anayasal düzeni barışçıl bir şekilde değiştirmeyi amaçlayan bir parti, ifade özgürlüğü temelinde yasaklanamaz veya kapatılamaz. Sadece mevcut düzene karşı çıkmak, liberal ve demokratik bir devlette cezaya tabi bir suç olarak görülmez. Demokratik toplumda, ülkenin anayasal düzeninin değiştirilmesi teklifine yönelik yaklaşımların ifade edilebildiği serbest seçimler ve bazı ülkelerde referandumlar gibi vasıtalarla demokrasi ve temel özgürlükleri korumak için başka mekanizmalar vardır.

Üyeler partiyi bağlamaz

13. Hiçbir siyasi parti, üyelerinin davranışlarından dolayı sorumlu tutulmamalıdır. Üyelerinin davranışlarına dayanarak bir siyasi partiye karşı alınacak kısıtlayıcı tedbirlerin, bu kişinin söz konusu partinin desteği ile hareket etmiş olduğuna ya da bu davranışın partinin programının veya siyasi amaçlarının bir sonucu olduğuna ilişkin delillerle desteklenmesi gereklidir. Bu bağlantıların mevcut olmadığı veya tespit edilemediği hallerde, sorumluluk tamamen parti üyesine aittir.

14. Bir siyasi partinin yasaklanması veya kapatılması, demokratik bir toplumda istisnai bir tedbirdir. İlgili devlet organlarının bir siyasi partinin yasaklanması sorusuna ilişkin olarak adli organı ele geçirmeye karar vermesi halinde, bu devlet organlarının anayasal düzene ya da vatandaşların temel hak ve özgürlüklerine gerçek bir tehdit bulunduğuna ilişkin yeterli delillerinin olması gereklidir.

15. Yetkili organların, söz konusu siyasi partinin şiddet (şiddetin ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük gibi belirli görünümlerini de kapsayacak şekilde) kullanımının savunuculuğunu yaptığına ya da açıkça terörist faaliyetlere ya da sair yıkıcı faaliyetlere dahil olduğuna ilişkin yeterli delillere sahip olmaları gereklidir. Devlet makamları ayrıca ülkedeki demokratik düzene yapılan tehdidin derecesini ve para cezaları gibi diğer tedbirlerin, diğer idari tedbirlerin veya siyasi partinin söz konusu faaliyetlere dahil olan üyelerinin şahsen adalet karşısına çıkartılmasının durumu düzeltip düzeltemeyeceğini değerlendirmelidirler.

Mahkemenin rolü

17. Yol gösterici ilkelerin 6. ve 7. noktaları, yargının siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılmasındaki rolüne değinmekte olup bu nedenle birlikte ele alınabilirler.

18. Siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılmasında yargının rolü büyük önem taşımaktadır. Venedik Komisyonu’nun raporunda da açıkça belirtildiği üzere, bu alanda yetkili farklı yargı organları olabilir. Bazı devletlerde bu münhasıran anayasa mahkemelerinin yetkisi dahilindeyken diğerlerinde adli mahkemelerin alanı dahilindedir.

19. Bu alanda yetkili olan yargı makamından bağımsız olarak, söz konusu siyasi partinin faaliyetlerinin anayasaya aykırılığının tespit edilmesi gereklidir. Mahkeme, siyasi parti aleyhine sunulan delilleri incelemeli ve siyasi partinin anayasal düzene karşı ciddi bir suç işleyip işlemediğini belirlemelidir. Eğer durum buysa, yetkili yargı makamı, gereğince işlem yapma, açıklık ve adil yargılama güvencelerinin tamamını sunan ve AİHS ile getirilen standartları dikkate alan bir prosedür içerisinde yasaklamaya veya kapatmaya karar vermelidir.

Kaynak:
http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2008/05/080521_venicecommission.shtml

http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/article/venedik-komisyonu-kriterleri-parti-kapatmada-evrensel-ilkeler-neler DOÇ. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ - KTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..