Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Verebilecek yanıtımız olmalı

Zorlu bir Kurtuluş Savaşından sonra kurulan ve devrimlerle taçlandırılan laik Cumhuriyet, çocuklarımızın ve torunlarımızın aydın geleceğidir.

Cumhuriyet kurulduğundan beri bu aydınlık her dönemde, karşıdevrimciler tarafından karartılmak istenmiş, ancak başarılamamıştır.

Cumhuriyetin Kurucu kadrosu, Kurtuluş Savaşını başlattığı günden itibaren, egemenliğin kayıtsız ve koşulsuz halka ait olduğunu benimsemiş, tüm isteklere karşın,  tek kişi yetkisini elinin tersiyle itmiş ve bu ruhla Kurtuluş Savaşını yengi (zafer) ile sonuçlandırmıştır.   

Kalkışmalar (isyanlar), askeri darbeler, laik cumhuriyeti yaralamışsa da, Cumhuriyetin ödünsüz savunucusu Türk halkı kısa sürede bu yaraları sarmayı ve yola devam etmeyi başarmıştır.

Cumhuriyet kurulduğundan beri, yönetim şekli olarak parlamenter sistemi seçmiş, başlangıçta tek parti yönetimi ile devrimleri gerçekleştirmiş, 1946 yılında çok partili parlamenter demokratik sistemle yoluna devam etmiştir.

Yıllar içinde yöneticilerin bilerek veya bilmeyerek yaptığı yönetme hatalarıyla, bu gün parlamenter sistemin tıkır, tıkır işleğini söylemek doğru değilse de, Parlamenter sistemin olmazsa olmazı olan güçler (yasama, yürütme, yargı) ayrılığını pekiştirmek, yargı bağımsızlığını sağlamak ve parlamenter demokratik sistemin sağlıklı çalışmasını sağlamak, bu suretle çocuklarımızın, torunlarımızın aydın geleceği için çağdaş uygarlık yolunda çaba göstermek yerine…

Ne yazık ki bu yolu terk ederek tek adam sistemi olan “Türk Tipi Başkanlık” yolunu açmak için bir Anayasa değişikliğini görüşüyoruz.

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bu yönetim şeklinin demokrasiye katkı sağlayacağını düşünmüyorum.

Yapılan tartışmalar AKP üzerinden yapılıyor. Bunu da yanlış görüyorum.

İster sağ, ister sol, ister merkez partisi genel başkanı Cumhurbaşkanı (Başkan) seçilsin, sonuçta yönetimin tek kişinin insafına bırakıldığı yadsınamaz (inkâr) bir gerçektir.

İstikrar, demokrasi ve işlerin bir elden çabuk görülmesi söylemlerinin arkasına sığınarak bu yeni rejimin daha çok demokrasi getireceği de kabul edilemez.

Onun için diyorum ki;

Laik Cumhuriyetten, parlamenter demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden yana olan herkesin, siyasi ajandalarını bir tarafa bırakarak oylarıyla buna dur demeleri kaçınılmazdır.

Bu yazıyı, yarınlarda çocuklarıma ve torunlarıma hesap verebilmek adına, tarihe not düşmek için yazıyorum.

Çünkü…

Çocuklarımız ve torunlarımız gelecekte bu yeni rejimden zarar gördüklerinde. “Baba veya dede geleceğimi karartan bu rejim değişikliği yapıldığı zaman sen neredeydin?” dediklerinde.

Verebilecek bir yanıtımız olmasını istiyorum. 13.01.2017

 

Gündüz AKGÜL

Emekli Cumhuriyet Savcısı

 

 
Toplam blog
: 310
: 504
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Adaletin mülkün temeli olduğuna inanarak 32 yıl adalet görevini yaptığım için mutluyum ..