Verilmeyen dilekçenin suç sayıldığı Çemişgezek'te neler oluyor?

Ülkemiz 12 Eylül 2010’dan geçtiğimiz yılın sonuna kadar ‘İleri demokrasi’ ile yönetiliyordu. Bu nedenle bazı uygulamalar dikkat çekiciydi.

Örneğin, yargı kararları basmakalıptı. Yani ‘İleri demokrasi’nin gereğini yerine getiriyorlardı. Suçlamalar sabit, tutuklama gerekçeleri hep aynıydı.

Bu yılın başı ile birlikte ‘Çok çok İleri demokrasi’ye geçtik. Bu çok farklı bir uygulama! Örneğin, bu uygulamada dilekçe vermek suç! Yazılan dilekçe yerine ulaşmadan, polis ve savcı marifeti ile el konulup, suç unsuru olarak dava açılabiliyor. Tıpkı bir önceki dönemde basılmayan kitap taslaklarının toplatılması gibi!

Seçilmiş bir belediye başkanı, atanmış kaymakamı suçlayıp, hakkında dava açılmasını sağlayabiliyor. Öyle ya birisi seçilmiş diğeri atanmış! Atanmışı, seçilmişle aynı görüşü paylaşması önemli değil. Atanmış ne derse o oluyor.

İnanmadınız değil mi? İlk okuduğumda bende inanmamıştım.

Olay şu:

Kendisi hakkında şikâyet dilekçesi hazırlayan muhtarları polis ve yargı operasyonuyla bastıran AKP’li Çemişgezek Belediye Başkanı Yıldız, “Alevi köylere yatırım yapmıyorsun” diyen ilçe kaymakamını da savcılığa şikâyet etmiş. Savcılık eşit hizmet isteyen Kaymakam Tuna hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrikten” soruşturma başlatmış.

Olay yeri:

Tunceli’ye bağlı Çemişgezek ilçesi…

Mülki amir Kaymakam Ali İkram Tuna, “Alevi yurttaşların yaşadığı köylere daha az yatırım yapıyorsun” sözleriyle AKP’li Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız’ı eleştirmiş. Belediye Başkanı Yıldız, bu sözler üzerine kaymakam hakkında “kimlik siyaseti yapıyor” suçlamasıyla savcılığa şikâyette bulunmuş.

Savcılık Kaymakam Tuna hakkında soruşturma başlatmış.

Çemişgezek ilçesinde 18 Ocak’tan bu yana mezhebe göre siyaset yapılıyormuş. İlk önce köy muhtarları AKP’li Belediye Başkanı Yıldız hakkında “Alevi-Sünni ayrımcılığı yapıyor” iddiasıyla şikâyet dilekçesi vermek istemiş. Sen misin böyle bir şikâyeti yapacak? Savcı-polis marifetiyle ilçede evler ve dükkânlar basılmış, “suç delili” dilekçelere AKP Genel Merkezi’ne ulaşmadan el konulmuş. Savcılık belediye başkanının şikâyeti üzerine muhtarlar hakkında iftira ve hakaretten soruşturma başlatmış. 

21 Ocak 2013 tarihiyle birlikte bu kez savcılık ayağında önemli bir ayrıntı ortaya çıkmış. Bu tarihte Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız, Çemişgezek Cumhuriyet Savcılığı’na avukatı aracılığıyla başvurmuş. Bir gün sonra 22 Ocak 2013 günü Cumhuriyet Savcısı Ebru Kavas’a şikâyetçi sıfatıyla ifade veren Başkan bu kez muhtarlarla birlikte ilçe kaymakamı Ali İkram Tuna’dan da şikâyetçi olmuş.

Başkan Yıldız’ın savcıya verdiği ifade tutanağında kaymakamla ile ilgili bölüm kısaca şöyle: “İlçe Kaymakamı Ali İkram Tuna yapılan muhtarlar toplantısında şahsıma hitaben ‘Bu ilçede Aleviler azınlıkta, siz Ak Parti olarak bu kitleye karşı ayrımcılık yapıyorsunuz’ dedi. Bende bu tarz düşünmesinin sebebini sorduğumda bana ‘Cebe, Uzungöl ve Sarıbalta köylerine daha fazla hizmet yapıldığını, Alevi yurttaşların yaşadığı köylere daha az yatırım yapıldığını’ söyledi. Kimlik siyaseti yapan ve yorumlamak suretiyle Alevi-Sünni ayrımcılığını derinleştiren, toplumda bu açıdan algı oluşturan ilçe kaymakamı Tuna’dan şikâyetçiyim.”

Belediye Başkanı’nın savcılığa yaptığı başvurunun ardından 24 Ocak 2013 tarihinde Savcı tarafından kaymakam hakkında ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ile görevi kötü kullanma’ suçlamasıyla soruşturma başlatılmış. 

Soruşturmayı yürüten Savcı aynı gün kaymakamın dosyasını ayırma kararı almış.

Bu karar savcılık kayıtlarına şu ifadelerle yansımış: “Ali İkram Tuna’nın görevi kötüye kullanma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçları açısından evrakın tefriki ile Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2013/19 sayılı dosyasına kayıt edilmesine…”

Gördüğünüz gibi ‘Çok çok ileri demokrasi’lerde böyle uygulamalar olabiliyor.