Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '08

 
Kategori
Siyaset
 

Verin beyler verin...

Verin beyler verin...
 

Milliyet.com.tr adresinden alınmıştır.


Dün (05 Şubat 2008) Hürriyet yazarı sayın Oktay Ekşi'nin köşesini okuyorum....
Yine sinirlerim gerildi. Sanırım ben duygusal zekası gelişmiş biri değilim. Öyle ya herkes Süleyman Demirel olamaz. Her olay karşısında, ya da her söylenen karşısında sakinliğini korusun, istifini bozmasın.

Oktay Ekşi önemli bir konuya değiniyordu.
Diyordu ki;
TAYYİP Erdoğan kendine göre zamanını, zeminini iyice hesap edip "Velev ki türban siyasi simge olsun" diye başlayan cümleyi kullanalıberi kamuoyu o konuya kilitlendi.

Evet aynen öyle oldu. Ben de dahil bu konuya kilitlendik. Haberleri seyrediyorum. Millet bas bas bağırıyor Başka işimiz gücümüz yok mu? Açlarla, susuzlarla ilgilenin diye. Ama yine de bilinçli mi, bilinçsiz mi bilmem türban eylemi içinde yer alıyor ve gündemin oluşmasına katkı da bulunuyorlardı. Ve arkası yarın gibi hep beraber bulunmaya da devam ediyoruz.

Oktay Ekşi'nin yazısına dönecek olursak bir tespit var.
"Herkes "türban" yüzünden karşısındakinin saçını başını yolarken kimse "Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Türkiye'ye yaptığı gezinin sonuçları" üzerinde kafa yormak ihtiyacını duymadı." diyor sayın Ekşi yazısında.

Evet, türban gerçekten kefenimiz oldu, göz bağımız oldu. Türkiye'de başka neler oluyor? Önemli mi, önemsiz mi? Bize ne. Suni gündemin içinde yer almakta ısrarcıyız.

Sayın Dışişleri Bakanımız, Ali Babacan babacan babacan konuşmuş.
Abilik yapmış, Babalık yapmış. Kime? Bize değil.
1971'de kapatılan Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun yeniden açılması ve ekümenlik kurumunun abartılmaması gerektiğini ve bundan korkulmaması gerektiğini buyurmuş sayın Babacan.
Ne kadar babacan bir tavır değil mi? Ne kadar korumacı. Ne kadar asil bir davranış.

Oktay Ekşi yazısında diyor ki; Başbakan'a göre, "Fener Patrikhanesi'nin ekümenik olup olmaması tamamen Rum Ortodoks kiliselerini ilgilendiren bir konu" imiş.
Bravo sayın başbakana. Tebrik ediyoruz. Ama şunu da bilmesini istiyoruz.

-Önce Patrikhane bir Türkiye Cumhuriyeti kurumudur.

-Türk kurumu olan Patrikhane Türk yasalarına tabidir.

-O nedenle sadece Patriğin değil Piskopos olacak rahiplerin ve Sen Sinod (Kutsal Meclis) üyelerinin "Türk vatandaşı" olmaları hem hukuk mantığının hem de Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi kurallarının amir hükmü gereğidir.

Sayın Ekşi "Erdoğan'ın bir önceki hükümeti, Sen Sinod üyeliklerine 2 Yunanlı, 1 Amerikalı, 1 İngiliz ve 2 Yeni Zelandalının getirilmesine ses çıkarmamıştır." diye de belirtiyor.

Ekümenlik sadece bir sıfat değildir. Ekümenlik kabul edilirse, ekümen olan kişi artık bu ülkenin kanunlarına tabi olmayacak ve bu ülkede istediği gibi at koşturacaktır. Vatikan gibi. O zaman mülk de edinecekler, okul da açacaklar. Sen de buna müdahale edemeyeceksin. Ve bir gün İstanbul'un büyük bir bölümü bunlar tarafından alınınca ve özerk bir bölge ilan edilince sadece bakmakla yetineceksin.

Ayakta alkışlıyorum sayın başbakanı. Verin bunlara ekümenliği. Verin ki hakları ve yapacakları sınırsız olsun. Verin ki Türkiye bölünmeye bir adım daha yaklaşsın.

Verin beyler verin.....

 
Toplam blog
: 13
: 418
Kayıt tarihi
: 26.01.08
 
 

Ben Mahir Özerman, 1970 Erzincan doğumluyum. Bilkent Üniversitesi, filoloji mezunuyum.  Yazmayı..