Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Vesayet altındaki siyaset

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasamıza göre Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Laik devlet, Sosyal devlet ve Hukuk devleti ilkelerini şimdilik bir tarafa bırakırsak bizim devletimizin Demokratik devlet olduğunu iddia edebilir miyiz?

Buna imkan yoktur. Neden derseniz, serbest seçimlerin olması ve bu seçimlerde halkın seçerek birilerini iş başına getirmesi ne yazık ki bizim ülkemizde tam anlamıyla hiçbir mana içermiyor. Bu ülkede Askeri otoritenin istemediği ve beğenmediği hiçbir yasa çıkarılamaz ve Anayasa yürürlüğe konulamaz.

Şayet Askeri otoriteden bağımsız olarak halkın seçtiği insanlar, istedikleri Anayasa ve yasaları yapar veya değiştirebilir diye iddia edenler varsa aşağıda soracağım sorulara yanıt versinler.

Neden bu ülkede halkın seçtiği 550 Milletvekilinden 411'inin oyu ile kabul edilmiş bir Anayasa değişikliği yürürlüğe konulamıyor? Neden meşruiyeti tartışılamayacak durumda olan bir hükümetin halkın talepleri istikametinde çıkarmak istediği yasalar veto edilebiliyor veya Anayasa Mahkemesinden döndürülebiliyor?

Bu ülkeyi Anayasa Mahkemesi yönetecekse bizler neden her seçim zamanı sandık başına gider oy kullanırız?

Askerler neden ikidebir sivil otoriteye kafa tutar, ihtilaller yaparlar, muhtıralar verirler? Onlar bu yetkilerini nereden ve kimlerden alırlar? Bu ülkeyi sadece askerler mi sever siviller sevmezler mi? Vatanını ve milletini sevmek milletinin verdiği kararı tanımamak anlamına mı gelmektedir?

Nihayet Yargı organları ve Askerleri tarafından adam yerine konulmayan bir milletin millet olmasının taşıdığı anlamın dünya kamuoyu tarafından nasıl değerlendirilerek ciddiye alınmasını beklemek hakkımız olabilir?

AB nin Türkiye'yi içine almakta gecikmesinin en büyük nedeni bu değil midir? Bunca uyum yasaları çıkardık hatta AB ülkelerinde bulunmayan ve fakat uygulamasını yapamayacağımız yasalar bile çıkardık ama olmadı. Kimsecileri kandıramadık. Elin gavuru kanmıyor işte ne yapalım.

Türkiye'de meşruiyetin kaynağı halk iradesi değil ki, Asker sopası veya yargı sopası. Bunu bilmeyen ve görmeyen varsa bir göz muayenesinden geçmelidir. Ama ben sanmıyorum. Herkes görüyor ve bu durumdan adı gibi haberdar.

Şimdi bazılarının, demokrasının çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir şeklindeki iddialarını duyar gibiyim. Bu iddiayı ortaya atanlara ben de şu soruyu sormak isterim. Peki demokrası azınlığın çoğunluğa tahakkümü müdür? Elbetteki tek yanıt var hayır. Peki öyleyse bu ülkede hukuk nasıl oluşacak ve nihayi kararları kim veya kimler verecek?

Ne yazık ki, halk tarafından sevilmediği halde bu ülkede "Aydın" geçinen kimi insanların halen bu manzalardan haberleri yok gibidir. Ya da var ama işlerine gelmediği için hebersizler gibi davranıyorlar.

Bugüne kadar belirli güç odakları Türkiye'yi bu şekilde yönettiler de ne oldu? Türkiye iyi bir yere mi geldi? Hayır.

Peki öyleyse bu yolun yanlış bir yol olduğunu da mı farkına varamıyorlar? Evet bu sözde aydınlar maalesef böyle.

Ya inatlarına yenik düşüyorlar ya şahsi menfaatlerine veya cehaletlerine. Bunu başka türlü yorumlamak veya anlamak mümkün değil.

 
Toplam blog
: 72
: 525
Kayıt tarihi
: 20.07.08
 
 

Trabzon doğumluyum. Bir kamu kurumundan emekliyim, İktisat Fakültesi mezunuyum. İdeolojik saplant..