Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Vesayetli toplum ve Maho ağa!

Vesayetli toplum ve Maho ağa!
 

Türkiyede "vesayetli bir demokrasi" olduğundan şikayet ediyoruz. O kadar ki, "vasiler" zaman zaman demokrasiye müdahele edip "balans ayarı" çekmeyi bir hak kabul ediyorlar.

Vasiler bunu böyle kabul ediyor da, yıllardır vesayetle yaşamaya alışmış toplumun bir kesimi de bunu böyle kabul ediyor. Fertler ya da toplumlar eğer "vesayet altında" yaşamaya alışmışlarsa, zamanla bir tür rahatlık hissederler. Her halükarda vesayet, vasi olduğu insana herhangi bir sorumluluk vermediği için, göreceli bir "rahatlık" da sağlamış olur.

Nasıl olsa "vasim" sorunları halleder, rahatlığıdır bu.. Tıpkı, ağalık sistemiyle yetişmiş kitlelerin, ağaları başlarından gidince, nasıl yaşayabileceklerini bilememeleri gibi..

Kadir İnanır'ın boş rolünü oynadığı, ağalık konulu filmlerden birinde böyle bir bakış açısı işlenmişti.. Filmin adını şimdi hatırlamıyorum ama konusunu hatırlıyorum: Kadir İnanır, doğu illerinden birinin geniş arazi sahibi ağalarından birinin oğludur. İstanbul'da okumaktadır. İstanbul'da okuduğu yıllarda, modern düşüncelerden etkilendiği için, doğudaki "ağalık sistemi"ne karşı hale gelmiştir.

Babası öldüğü için, yerine ağa olmak üzere döndüğü memleketinde, İstanbul'da edindiği modern düşüncelerini uygulamak ister. Marabayı toplar ve toprakları onların arasında paylaştıracağını söyler.. Ama, tüm köylü buna karşı çıkar..

Gerekçeleri şudur: Biz, yıllarca bu sisteme alışmışız.. Her işimizi ağamız halleder.. Şimdi kendi başımıza biz ne yaparız?

İşte "vesayetli toplum"un zamanla geldiği nokta tam olarak budur.

Kendine güven, kendi kendini idare etme, hata yapabilme cesaretini gösterme gibi, hür insana mahsus özellikler vesayetli toplumlarda gelişmemiştir.. Çünkü vasiler bu duygu ve davranışların gelişmesine fırsat vermemiştir.

Bugün Türkiye'de bu sosyal psikolojinin tipik örneğini yaşıyoruz. Demokrasi üzerindeki "asker vesayeti" nin kaldırılması, demokrasinin çağdaş örneklerinde olduğu gibi "sivilleşmesi" söz konusu olduğunda, bırakılım sıradan insanları, okumuş-aydın kimi insanlar bile, "asker olmazsa bize kim bakacak" telaşı içerisine giriyor.

Halkın kendi kendini idare edebileceğine, demokrasinin asıl sahipleri tarafından korunacağına inanmayan bir kesim, rejim üzerindeki vesayetin kalkmasından ciddi anlamda kaygı duyuyor..

İşin en garip yanı da, yukarda değindiğim gibi, bu kaygıya taşıyanların toplumun önde gelen aydınları olması..

Oysa, bu ülkenin halkı, özellikle Özal'lı dönemlerden itibaren, üzerindeki vesayetin aslında "bir korkutma" aracı olduğunu farketmiş durumda. Vasilerin, kendi iktidarlarını sürdürmek adına, suni mahkumiyetler icat ettiğini sezinlemiştir sıradan insanlar.

28 Şubat sürecini yaşadıktan sonra, bugün ortaya çıkan bunca gerçekle birlikte, "vesayetli rejim" anlayışı çökmüştür.. Vasilerin bu anlamda halktan destek görmeleri mümkün değildir.

Yani, bugünün insanı, Kadir İnanır'ın teklifini kabul etmeyen "maraba" değildir, artık... Bilakis, ağanın karşısına geçip kendi hakkını ve kişiliğini savunabilecek "öz güveni" oluşmuş bir toplumdur. Önümüzdeki süreçte daha gelişecektir bu öz güven..

Eğer, vasiler, Kadir İnanır'ın yaptığı gibi, gönüllü olarak "marabaya" özgürlüğünü verirse, yiğitlik onlarda kalmış olur..

Aksi halde, Merhum Kemal Sunal'ın "Kibar Feyzo" sunda, büyük usta Şener Şen'in canlandırdığı "Maho ağa" nın sonunu yaşamaya mahkum olurlar..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..