Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '07

 
Kategori
Yeni Ürünler
 

Vibratör ve Viagra'nın ''V''si.. Zafer biz kadınların!..

Vibratör ve Viagra'nın ''V''si.. Zafer biz kadınların!..
 

Yaşamdan Dakikalar programının iki H’si; Haşmet ve Hıncal’ın büyük keşifleri Ayşe Özyılmazel kadar yakın değilim kendisine ama ben gene de Ayşe’nin yaptığı gibi ‘’Hıncal’ım’’ diye hitap etmek istiyorum kendisine yazım boyunca.

Hıncal’ım 28.Ocak.2007-Pazar (yani bugün) tarihli "20.yüzyılın iki V’si" isimli yazısında yüzyılın iki büyük icadı vibratör ve viagranın icadından bahsediyor sitayişle. Okuyunca o kadar etkilendim ve duygulandım ki, bu büyük keşfin altında yatan önemli hususları keşfedememiş olmamın da ezikliğiyle dayanamayarak bu yazıyı yazmaya karar verdim..

Sevgili Hıncal’ım aslında televizyon izlemeyen biri olduğunu hatırlatarak ve okuyucusuna da "Ben televizyon izlemem ya?!!" şeklinde yaptığı girişiyle bunu onaylatarak başladığı yazısında, o sabah bir şeytan dürtmesi ile televizyonu açtığından bahisle giriyor konuya. Yok canım! Şeytan falan dürtmedi, Şengül (Balıksırtı) dürttü diye de bizi aydınlatıyor. Meğerim, aslında hiç televizyon izlemeyen Hıncal’ım çok sevgili iki dostunun birlikte yaptıkları programa Şengül Balıksırtı’nın "Vaktin olursa bi bak" ricasıyla bakıvermiş o gün. Tesadüfe bakın ki, o sabah da Seray Sever konuk değil miymiş? Ve tam açar açmaz da Hıncal’ımdan bahsetmiyor muymuş?!!

"Hıncal da iyi konuşmuştu" diyerek, bir zamanlar, kim bilir nerde ve bilmem hangi kanalın bilmem hangi televizyon programında söylediği "20.yüzyılın en büyük iki icadı vibratör ve viagradır" diye kurduğu veciz cümleyi nakletmiyor muymuş?!!

Allah Allah! (Çok şaşırdım tabii ve ilgiyle okumaya devam ettim..)

Meğerim Hıncal’ım televizyoncu dostlarından gelen teklifleri kibarca geri çevirmeye uğraşırmış hep ve zaten 90 Dakika ve Yaşamdan Dakikalar programlarında bizzat, fazlasıyla konuştuğu işçin, başka tv programlarına katılıp da bu dakikaları arttırmak meylinde değilmiş hiç.. İşte gene bu teklifleri geri püskürtme gayreti içindeyken bir gün (o da Seray’ı çok sevdiği ve geri kıramadığından, yanlış anlamayın yani) Seray Sever’in programına konuk olarak katılıvermiş. Ama hangi kanal, hangi gün, hangi saat yayınlanır hiç haberi yokmuş!

Hatta o programın her bir neferinin; orkestrasının, sunucusunun, konuklarının kadın olmasının ve yığınla kadın arasında tek erkek (kendi ifadesidir) olmasının da bir önemi olmadan katılmış programa. Ve o gün işte, o programda , "20.yüzyılın en büyük iki icadı vibratör ve viagradır" demiş.

"Aynen böyle dedim. İnanın nerde, hangi kanalda dediğimi hatırlamıyorum. Hayatım televizyonlardan gelen teklifleri kibarca geri çevirmekle geçiyor. 90 Dakika ve Yaşamdan Dakikalar yeterli, fazlası zarar.. Ama bazen dostları da kırmak mümkün olmuyor" diye yazan Hıncal’ım ardından da şöyle devam ediyor "Seray'ı çok severim. Öyle kafa dengi kızdır ki.. Onunla çıktınız mı, vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız. Ama 40 tarakta bezi olduğundan fazla da beraber olamazsınız. Bu yüzden ona bırakmışımdır buluşmaları, "Sen uygun olduğunda beni ara" diye.. Aradı.. Bu defa yeni başladığı TV programına konuk istiyor. Seray'ı kırmak mümkün mü?.. Sunucu kadın. Orkestra kadın. Seyirciler hep kadın.. Yığınla kadın arasında tek erkek olacağım.. Vallahi "Evet" dememin bununla alakası yok.. Seray'a dayanmak mümkün değil.. "Hangi kanal olduğunu dahi bilmiyorum" deyişim bundan.. Ben Seray'a gittim. Konuştuk, çıktım. Ne zaman, nerde yayınlandığındanı da haberim yok. Ama ne dediğimi biliyorum.. Seray atv'de açıklayıp, geniş kitleleri meraka soktu ya, o zaman biraz anlatmam da gerek..Hıncal Uluç"

Hıncal’ımın anlattıklarını burada kendi ağzından uzun uzun yazmaya hiç niyetim yok elbette. Merak edenler 28.Ocak.2007 tarihli yazısını açıp bizzat okusunlar. Ben sadece özetleyeceğim. Özetleyeceğim ama maalesef kendi yorumlarımı da katarak özetleyeceğim.

Maalesef diyorum, çünkü Hıncal’ım eğer duysaydı pek de hoşuna gideceğini sanmıyorum. Ama bu konuda çok fazla endişeli olduğum da söylenemez çünkü, televizyon izlemediği gibi bizim gibi küçük(!) yazarcıkların neler yazdığını merak edip okumadığını da biliyorum Hıncal’ımın. Belki biz de Ayşe gibi yapsaydık, yani günlüğümüzü misler gibi kağıtlar üzerine tutup da burada, sanal ortamda tutmasaydık ve gidip kendisine "Hocam şunlara bi bakıver, bakalım bizde istidat var mıymış?!!" deseydik belki okurdu. Ama bunları okumaz! Hoş, okusa da fark etmez çünkü bunlar bizzat kendisine de söylemekten kaçınacağım şeyler olsaydı zaten burada da yazmazdım ki! Bunları düşünüyorum, böyle yorumluyorum ve kendisine söylemediğim için şimdilik yazmakla yetiniyorum.. Hatta umarım okursun üstat!

Nerde kalmıştık? Haa! Gelelim konunun özetine..

Hıncal’ım Churchill’in orta ve işaret parmaklarıyla yaptığı ve kendisiyle özdeşleşen zafer işaretinden yola çıkarak, bu V harfine benzeyen zafer işaretini kadınların zaferi olarak VİBRATÖR , erkeklerin zaferi olarak da VİAGRA ile birleştiriyor. Kendisine göre vibratörün keşfi, feminist hareketle birlikte iyice dellenen kadın kısmının erkeklere "Bizim size ihtiyacımız yok! Kendi kendimize de yeteriz!" şeklinde bir ders vermesini sağlamış. Çünkü kadın haklarının başında da orgazm, yani boşalma hakkı geliyormuş. Ve kadınlar bu aletten edinince, artık erkeklere ihtiyaç duymamaya başlamışlar ve kadınca zaferlerini elde etmişler bu parmak işareti zaferin V’siyle. Hatta, kadın orgazmı o kadar teknik, o kadar karmaşık bir konuymuş ki, bir erkeğinki kadar basit olmadığından pek çok erkek de tırsmaktaymış kadınla yatmadan önce. Hani "Ya başaramazsam?" korkusuyla. Dolayısıyla da (Ki Hıncal’ım bunu koyu koyu harflerle yazmış) bazı bilim adamlarına göre erkek eşcinselliğinin patlamasının ardında, kadınların bu orgazm hakkı yatmaktaymış! Neden? Çünkü kadını orgazma ulaştırmak zor iş! Komplike iş! Ya yapamazlarsa? Ya olmazsa? Hımm?? O zaman biz de bu işi erkeklerle yapmayı tercih ederiz. (Sağolasın valla üstat. Bu kadar önemli konularda, bu denli bilimsel gerçekleri sayende öğreniyoruz. Hıncal’ım olmasa cahil cahil dolanmaya devam edeceğiz)

Kadınlar bir de vibratörü keşfedince amanın zavallı erkek tayfası!

Ve fakaaat? Erkekler bu arada boş mu duracak sandınız? Sandıysanız da yanıldınız efenimmm! İşte Hıncal’ım bu konuya da şöyle bir açıklık getiriyor ve diyor ki; hezimete uğrayan erkeklerin gurununu kurtaran başka bir icat, yine başka bir V ile (V zafer demek, atlamayınız) VİAGRA ile oldu. Erkeğin korkularını bitirdi, performansını garantiledi ve kadınlara karşı erkeklik şanını kurtardı! Erkekler ve erkeklik için en büyük icat oldu! Kadınlar için vibratör, erkekler içinse viagra.. Eğer bu iki büyük icat olmasaydı, Hıncal’ıma göre bugün çok değişik bir 21.yüzyıl yaşıyor olacaktık! Ve insan yaşamında bir devrim yapan bu iki alet pek çok şeyi değiştirmiş oldu.(Bunlar bizzat Hıncal’ımın ifadeleri)

Hıncal’ım kusura bakmasın ama, halkın içine zaten karışmayan bir yaşam tarzını, bir de tv izlememek ve çevresinde kendinden başkalarının da ne yapmakta, ne düşünmekte ne istemekte olduğunu merak etmemekle besledikçe, sokaktaki insandan, yani "Halk" tan ancak bu kadar kopuk bir yazı yazılır!

Hıncal’ı okuyan da sanır ki her gelin kızın rüyası Zetina dikiş makinesi zaman içinde evrim geçirerek değişmiş, sap gibi bir vibratöre dönüşmüş. Ve her genç kızın çeyizinde bir vibratör mutlaka var. Hatta varoşlardakiler manuel olanlarını, daha zengin kesimin genç kızları da elektrikli olanlarını alıp koymuşlar çeyiz sandığına. Artık aile durumunun bütçesine göre yani, babasının parası hangi modele yeterse?!! Kokulusu, kokusuzu, tırtıklısı, düzü, bilmemnesi, vesairesi?!!.

Ya köylerdeki yaşlı amcalar?

Hıncal’ımı okuyan, artık onların kahvelerde yanık oynamak yerine, viagra piyasasındaki son durumu konuşmakta olduklarını sanır. Hepsinin cebinde leblebi niyetine bir iki hap!

Milletin tek derdi bu! Hatta kadın ve erkek tayfası olarak gecelerimizi "Allah’ım ne büyüksün! İyi bu iki icadı dünya gözüyle görmeyi nasip ettin" diye dualar ederek geçirmekteyiz.

Yani bu iki icat, 20.yüzyılın en büyük icatları olduğuna göre bunu yapmak gerek. Ben şimdiye kadar farkında değildim ve Hıncal’ımın fikirleriyle, Seray Sever’in programında ettiği veciz sözlere açıklama babında yazdığı bu güzel Pazar yazısıyla aydınlandım.. Işıl ışıl ışımaktayım hatta!..

Işıl ışıl ışımak derken aklıma geldi.. Ben rahmetli anacığımın her elektrik kesintisinin ardından "Allah şu ampülü bulandan razı olsun! Ne kadar çile çekmişiz" dediğini çok duymuştum ama vibratörü icat edene şükrettiğini duymadım hiç! Diyorum ki sevgili Hıncal’ım şu vibratör’ün mucidinin adını da deyiverse bi yol da, ben de arada sırada bütün dünya kadınları adına rahmet okusam kendisine..

Hatta viagranın mucidinin adını da yazıversin yanına. Ona da şükredebiliriz kadınlar olaraktan. Sevgili Hıncal’ım gözden kaçırmış ama benden kaçmaz! Vibratör kadınların orgazmı için ne kadar önemliyse, viagra da (Erkekler için zafer kokan bir icat bile olsa) neticede kadın mutluluğunu garantisi bir ilaç! Yani erkeklerin gururunu kurtarırken, asıl kurtardığı biz kadınların cinsel memnuniyeti!

Her iki icat da netice itibariyle bizim için, yani kadınlar için yapılmış oluyor bu durumda!

Yaşasın V harfi!

Yaşasın zafer!

Yaşasın vibratör ve viagra!..

Yaşasın mutluluk!..

Yaşasın kadınlık! (Çünkü ikisi de kadınlar için aslında)

Allah ikisinin de mucidinden razı olsun..

Ve Hıncal’ım yanlış anlamasın ama Allah bizi hezimet’in H’sinden korusun!.

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..