Vicdanı olmayanın ahlakı olmaz!

PKK'nın elindeki kamu görevlilerinin serbest kalmasına içerleyen vicdan fukarası klavye kahramanlarından biri, benim "PKK, esirleri bırakmayıp da kurşuna dizse sevinecek miydiniz" başlıklı yazıma cevap vermiş kendince... http://blog.milliyet.com.tr/pkk---esirleri--birakmayip-kursuna-dizseydi-sevinecek-miydiniz-/Blog/?BlogNo=407140

Kişinin adı yok, takma ad kullanmış; görüntüsü de yok, görüntü yerinde bir anahtar deliği var. Bu yüzden, insan ismi veremiyorum...

Bu ülke bu "ucuz kahramanlar"dan çok çekti...Başkalarını evladı üzerinden kan edebiyatı yapan bu "vatanseverler",  yazdıkları yazının arkasında durup da açık adını, görüntüsünü koyamıyor. Ama, kırk bin cana mal olan bu kanlı savaşın sürmesi adına ahlaktan, vatandan, bayraktan söz ediyor.

Zaten, PKK gibi kanlı bir terör örgütünü de bu zihniyet bu memleketin başına bela etmişti. Orada bir yara açarak kan akmasını kendi "iktidarları" için gerekli görmüşlerdi. İnsanımızın vatan sevgisini, bayrak saygısını sonuna kadar istismar ederek, bu kirli oyunla memleketi kendi siyasetlerine göre yönettiler.

Bugün, halk çoğunluğu bu gidişe dur demek adına, mevcut siyasi iktidara destek veriyor; bitirin şu kanı, diyor...Ama, bu kanın bitmesiyle, iktidar umudu bitecek olanlar, yine vatan, millet, bayrak diyerek insanları kızıştırmaya çalışıyor. Şükür ki, fitne bu sefer etkili olamıyor.

Vicdanı olmayanın ahlakı olmaz.... En ahlaklı kişi vicdan ve merhamet sahibi olandır... Barıştan yana olandır. Ahlak düşkünü vicdansızlar, bu düşkünlüklerini vatan, millet, bayrak gibi kavramların ardına gizleyerek meydan almaya çalışırlar. Bu değerler, gerçek bir  tehlike altında olduğunda da onları ortada göremezsiniz...

Bu ülkenin terörle mücadalesini, sadece iki düşman gücün savaşı sanan bedhahlar, bu fitneyi içimize atanların tuzağına düşmüş zavallılardır. Geçmişte o bölge insanını insandan saymayan, diline, dinine kültürüne saygı duymayan "devlet anlayışı"dır asıl hain olan...Siz, hala o devlet anlayışını savunduğunuz için onun ihanetine ortaksınız...

Bize şu değerden bu değerden söz edecek son kişiler sizlersiniz efendiler!... Bunca evladını o dağ başlarında şehit vermiş analar, babalar "bu acılar bitsin, biz yandık başkası yanmasın" diyor, sizler savaş sürsün, kan aksın, diye feryat ediyorsunuz.

Bizler, barışı destekleyerek, Türk ya da Kürt bu ülkenin çocuklarının bu "fitne"nin kurbanı olmamasını, ülkemizin bu badireden selametle çıkıp daha da ilerilere gitmesini ve bu memleketteki ezeli kardeşliğin yeniden tesisini istiyoruz.

Söz konusu, vatan, millet, bayrak olsaydı siz bizim tozumuza bize yetişemezdiniz... Ama, gün savaş naraları atma günü değil, barışma günü... Öldürme günü değil, yaşatma günü!...

Ama bunca ölüm sizi kesmediyse ve siz, İlle de ölmek istiyorsanız, gidin başka yerde ölün... Memleketi de, memleketin hayatının baharındaki gençlerini de rahat bırakın!

Derdiniz "devlet"se- değil elbette sizin derdiniz siyaset- o zaman Şeyh Edebali'ye kulak verin: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!

Siz, insanları öldürürek devlet'i yaşatamazsınız efendiler!